Gazeteler, gezi eklerinde yaz tatili alternatiflerini yazmaya başladı. Plan yapma zamanı. Kültür turları, alternatif rotalar, her şey dâhil rahatlığı, hep gidilmek istenen yurtdışı turları... İşimiz zor. Biraz da internete mi baksak? Aman Allah’ım! Oteller, fiyat karşılaştırmaları yıldızlar, sınıflar, kampingler, gemi turları... Bir raf dolusu gezi dergisi.
Uzunçarşı’nın Dükkanları – 1970’li yıllar
Arap Cemal, Esat Hoca, Arap Cemal’in dükkanı Esat Hoca’nın dükkanı ile yan yana ve her ikisi de bakkal dükkanı idi. Esat Hoca beş vakit namazını hiç kaçırmazdı. Arap Cemal de tam tersi, her gün içerdi. Karısı yaptığı yemekleri ve mezeleri tepsi içinde gönderirdi. Arap Cemal dükkanında yemeğini yer ve içkisini içerdi. Çoğu zaman yanında birileri olurdu.
O gün çok sevinçliydi. Eve giderken çarşının içinden koşarak geçti. Ali Dede çarşının sonundaki dükkânının önünde, nar ağacının altında kedilerini besliyordu. Ali Dede’nin dükkânı meydandan yokuşa çıkan sokağın başında, kahverengi büyük ahşap kapısı olan upuzun bir dükkândı.
Yazı: Turgut Bilgin
Bir yeri gezmek oranın doğasını tabiatını görmek kadar insanını da bilmektir.
Gözlük camlarınızın önündeki buğuyu silip. Kim olduğunuzdan çok onların kim olduğunu düşünmeye başladığınızda geziniz kendi kabuğundan çıkar. Bir öykü olmaya başlar.
12 Haziran 1975 yılında belediye meclisinin aldığı ‘koruma’ kararı ile Türkiye’de bir ilke imza atan Safranbolu, 1976 tarihinde sit bölgesi ilan edilmesiyle birlikte Türkiye’nin ve dünyanın çekim merkezi haline geldi. 1977 yılında Antalya Altın Portakal Film festivalinde kendi dalında birinci olan rahmetli Süha Arın’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Safranbolu’da Zaman’ filmi ile gurur duymaktayız. 1988 yıllarında başlayan turizm ile birlikte Safranbolu’ya gelen turistlerin konaklaması için yatak sayısı bugün 2200 civarındadır.
Yazı ve fotoğraflar: İsmet Zühtü Saraçoğlu
(Gündüzbey'de soğuk bir şubat günü)
Karlar tozarken bekle
Ortalık ağarırken bekle
Kimseler beklemezken bekle beni
Konstantin Simonov
Yazı ve fotoğraflar: Alişan Hayırlı
Boğazında düğümlenen hıçkırık olayım...
Unutma beni unutama beni...
Gözlerinden damlayamayan gözyaşın olayım
Unutma beni unutama beni...
Gölgen gibi adım adım
Her solukta benim adım
Ben nasıl ki unutmadım
Sen de unutma beni...
Dergi için ilk yazım olduğundan ötürü heyecan yaptım biraz. Kalbim bir kuş gibi kanatlanıp uçmak üzere. Kanat ve uçmak. Bu iki sözcük aklıma sizlere uçakla seyahat ederken dikkat edebileceğiniz naçizane tavsiyelerde bulunabileceğimi düşündürdü.