Dünyanın önde gelen entomoloji (böcek bilimi) uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Ömer Koçak’ın çalışma alanlarından biri de nomenkla tür yani ilk kez karşılaşılan bir canlıyı tanımlayıp, ona Latinceleştirilmiş bir ad verme işi. Her canlı uluslar arası bir kodlama sistemine ve kurallarına göre adlandırılıyor. Prof. Koçak da, dünyanın çeşitli yerlerinde yaptığı araştırmalar sırasında saptayıp tanımladığı yüzlerce canlıya bilimsel ad koymuş bir bilim insanımız.
Havaalanı binası önündeki su birikintileri epey yağmur yağdığını gösteriyordu. Halen hafif bir çise ve soğuk bir rüzgâr vardı havada. Oysa iki hafta önce ayrılırken günlük güneşlik bir hava bırakmıştım ardımda. Ön taraftaki taksilerden birine işaret ettim. Şoför koşup çantamı kaptı ve bagaja yerleştirdi. Bindik ve hareket ettik. Taksi gazla çalışan bir Murat steyşın idi. Taksimetrenin açılış fiyatını görünce şoföre “İstanbul’daki zamlar daha buraya yansımamış” dedim.
Hostes, Van için alçalmaya başladığımız anonsunu yaptığında, uçağın penceresinden dışarı baktım. Bulutlara doğru alçalıyorduk. Hep sevdim Van Gölü üzerinde gezinen bulutları. Yolculuk boyunca yanımda oturan eczacı hanımla sohbet ettiğimizden yolculuğun nasıl geçtiğini fark etmemiştik.
Akademik kimlikli birisi olarak, Ankara’da yedi üniversite öğrencisinin gaz zehirlenmesi sonucu yaşamlarını yitirmesine ne kadar üzüldüm! Medya, bu olayın altında birtakım ihmallerin olduğunu ortaya çıkardı bile. Yetkin olmayan ellerde yaşamsal tehlikelerle karşı karşıya olduğumuz bir kez daha gözler önüne serildi. Bunları duydukça üzüntüme kızgınlık da karışıyor. Kendi ellerimizle seçtiğimiz yöneticiler ve onların atadığı yetkililer nasıl bu kadar duyarsız ve sorumsuz olabiliyor?
