Kategori OUTDOOR

Bugün para – hawking denilen, yanınıza evcil (!) kuşunuzu alıp onun önderliğinde uçma olayına şahit olduk. Bahsettiğim diğer firmanın iki pilotu, take – offa kuşlarla geldiler. Manzara çok tanıdıktı, hani…

Sabah uyanıp take – offa doğru baktığımızda fark ettiğimiz ilk şey tepenin üstünün kartallarla dolu olduğuydu. İşte büyük gün bugün diyerek alelacele odaya kahvaltı isteyip tostumsu şeyleri çayımtrak bir şeyler…

Sabah kalkıp etrafı turlarken bugün bari değişiklik yapıp uçuşa gidelim dedik. Hatta dediğimizi yaptıkta. Yine inanılmaz sayılabilecek uçuşlardan biriydi. Uçmaya doyamıyorduk diyebilirim. Şirkette hemen hemen herkesin morallerinin bozuk olması sanırım…

Bugün biraz daha erken kalkıp şu otel işini halletmeye gittik. Resepsiyondaki adamın en son neredeyse yalvararak anlaştığımız fiyatı hiç kimseye söylemememizi istemesi gayet uygun bir fiyata anlaştığımızı gösteriyordu. Otelde başka…

Sabah uyanıp uçuşa gitmek için hazırlanırken kara kara ne yiyeceğimizi düşünüp duruyorduk. Artık bu çileye son verme zamanı gelmişti. Dün sabah kahvaltı yapamadığımız yere gidip, mutfakta kendimiz için bir şeyler…

Bu sabah saat on gibi takımlarımızı ayarlayıp uçuşa gitmek için hazırlandık. Tabi her zamanki gibi nerede kahvaltı yapacağımızı ve ne yemeye çalışacağımızı bilmiyorduk. Ofise yakın bir yerde kahvaltı yapmak için…

Son birkaç günün yorgunluğuyla, deyim yerindeyse yattığımız yeri beğenmiş olmalıyız ki, neredeyse öğlene kadar uyumuştuk. Uyanıp ayıldıktan sonra aklımıza gelen ilk şey yine aç kalacağımız oldu aslında ama Pokhara’daydık artık.…

Sabah uyanıp çok dağıtmadığımız eşyalarımızı da alıp Pokhara otobüslerinin kalktığı yere gittik. Otobüsü görünce biraz şaşırmadık değil hani. Bagajlar tavana bağlandı ve bize içeride iki koltuk gösterildi. Otobüs çok belliydi…

18 Kasım sabahı ben hazırlıklarımı yapmış şekilde Antalya’dan İstanbul’a geldim ve daha önceden gelip havaalanına yakın oturan bir arkadaşında beni bekleyen Uğur’la buluştuk. Biraz dinlendikten sonra saat 15.00’teki uçuş için…