YANGIN YERİ

“Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki, çiğnenmiş inancın en seçkini” diyordu ünlü yazar William Shakspeare. Ne de anlamlı söylüyordu, yadsınmaz gerçekleri.

Asırlar öncesinden seslenen başka bir ozanın davetiyle geldiler türküler diyarına.

Barış için kanat çırpan güvercinlerdi onlar. Nifak tohumlarından bihaberdiler; sevgi, kardeşlik dolu yüreklerinde en ufak şüphe yoktu ki.

‘Dünya alışkanlıkla değil, sevgiyle ve mutlulukla dönmeli’ demişlerdi. İnsan olmaya gelenlere; sözleri, şiirleri, ezgileriyle silinmez izler bırakmışlardı.

İşte bundan, sevgiye ve insanlığa susamışlığımız,

Saf aldanışlarımız, sessiz soluklarımız,

Mutlu rüyalarımız, bitmeyen umutlarımız…

Hep onlarla vücut buldu haykırışlarımız…

Ölümsüz oldular, unutulmadıkları için.

Sonsuz gökyüzünde, parlak yıldızlar gibi,

Ateşte, semaha dönen can oldular,

Ve yaktı ateş düştüğü yeri.

Kalplerimiz YANGIN YERİ…

Metin: Deniz Can, fotoğraf: İsmail Şahinbaş 

02.07.2015