Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na, yayınlayacakları yeni su ürünleri sirkülerinin denizlerimizin ve balıkçılığın sürdürülebilirliği adına umutlarımıza karşılık vermesinin zamanı geldiğini hatırlatıyoruz.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2012 – 2016 dönemine ait su ürünleri sirkülerini yayınlamasına ve ardından da 1 Eylül av sezonunun başlamasına az bir zaman kala, bu tebliğin, hem kamuoyunun hem de özellikle kıyı balıkçılarının sürdürülebilirlik adına taleplerine artık cevap vermesi gerektiğinin altını çizdik. Yeni sirkülerde koruma alanı olarak öngörülen İstanbul adalarının önünde, üstünde ‘Umutlarımız suya düşmesin’ yazan sembolik bir ‘kâğıttan kayık’ maketini yüzdüren eylemcilerimiz, bakana taleplerimizin kağıtta kalmaması gerektiği mesajını verdiler.
İki yıldır sürdürülen kampanyalarla, sürdürülebilir balıkçılığın temel yönetim şekli olması için bazı kilit konular üzerinde duruluyor. Bunların arasında, yavru balıkların avlanmaması için balık av boylarının değiştirilmesi, yasadışı avcılığın önlenmesi, deniz rezervleri (koruma alanları) oluşturulması, endüstriyel avcılığın kısıtlanması, filonun küçültülmesi gibi konular sürekli tartışıldı.
Bugünde dek denizlerimizin geleceği için ‘seninki kaç santim’ kampanyasına 750 bin kişi imza attı, binlerce faks gönderildi, yüzlerce telefon edildi, onbinlerce kalem yollandı, şimdi de son sirküler taleplerimiz için bakana dilekçeler gönderdik; senin dilekçen de bunların arasında olabilir!
Yeni kararlar yolda
Haziran ayında Bakanlıkta yapılan danışma kurulu toplantısında sivil toplum ve kıyı balıkçıları tarafından getirilen bazı önerilerin yeni sirkülere dâhil olması çok önemli bir adım olacak. Bunların başında, geçen yıl lüfer, orfoz ve lagos için yapıldığı gibi, bu yıl da kalkan (40 cm’den 45’e), levrek (18 cm’den 30’a) ve palamut için av boyunun değişmesi, adalar bölgesinde gırgır ve çevirme ağlarına yasak alanın büyütülmesi, gırgır avcılığına 30 m. derinlik sınırı getirilmesi, ışıkla avcılığa kısıtlama gelmesi gibi.
Denizlerimizin bunca zaman yaşadığı tahribattan kendini yenileyebilmesi için daha yapılması gereken çok iş varken, bu sirkülerde beklenen değişikliklerin uygulanması çok önemli bir adım olacaktır;
Denizler Kampanyası Sorumlumuz Banu Dökmecibaşı, “Yeni sirküler, elbette denizlerimizi ve geleneksel kıyı balıkçılığımızı kurtaracak tek reçete değil, ancak ‘sürdürülebilir ve sorumlu balıkçılık’ ilkelerine bir adım daha yaklaşmamızı sağlayacak, ancak beklediğimiz değişiklikler ve bunların sıkı bir uygulaması gerçekleşirse. Sembolik ‘kâğıttan kayığımız’, kampanya boyunca insanların bu talepleri dile getirmek için attığı yüzbinlerce imzayı, bakana yazdıkları mesajları, faksları ve balıkçıların umutlarını taşıyordu. Bu umutları suya düşürmemek artık deniz yaşamının korunması temeline dayanan bir yönetim anlayışına bağlıdır, yani Bakanlığın asli görevidir” dedi.
Denizlerimizin yeniden sağlıklı ve verimli olabilmesi için en etkili yöntem olan deniz rezerv alanlarından ve sürdürülebilir balıkçılık yönetiminden geçtiğini savunuyoruz.
Greenpeace