Toplumsal Etik Derneği’nden, GDO Toplantısı

Toplantının açılış konuşmasını yapan TED Başkanı Ahmet Akgün, dünyada bilim ve teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak gelişen gen teknolojilerinin ürünlerinin pazara sürüldüğünü ve sınırlarımızdan içeri kolayca sokulduğunu söyledi. Denetim anlamında Türkiye’de sadece üç laboratuar bulunduğunu ancak bu sayının 300 olması gerektiğini belirten Ahmet Akgün, şöyle konuştu: “GDO’lu ürünlerin denetiminde Tarım Bakanlığı, yeterli bir şekilde personel eğitimi yaparak, yeni laboratuarları da buna paralel olarak çoğaltmalıdır. Bu konuda asla taviz vermemelidir.”

Doç. Dr. Nesrin Çobanoğlu, halkın sağlığının korunmasının, devletin temel görevi olduğunu söyledi. Bütün canlıların biyoetik kapsamı içerisinde yer aldığını belirten Çobanoğlu, üretilen maddelerde GDO’nun miktarından çok, nitelik olarak nasıl etki göstereceğinin önemli olduğunu söyledi. Çobanoğlu, biyopolitik, biyoetik ve denetim yönünden sorumlu olan kişilerin yeterli koruyucu politika oluşturamadığı yönünde kaygılar olduğunu ekledi.
 

Prof. Dr. Aziz Ekşi konuşmasında, bilim insanlarından oluşan bağımsız bir Gıda Güvenlik Kurulu oluşturulmasının önemine dikkat çekerek, biyoçeşitliliğin oldukça zengin olduğu Türkiye’de, GDO’lu tokum ekimine kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Ekşi, “GDO’lu tohumların ithalatına ve ekimine kesinlikle izin verilmemelidir. Yönetmelik, kanuna göre hazırlanmalıdır. Bir an önce kanun çıkarılmalıdır.” dedi.

Prof. Dr. Musa Doğan ise, “Genetiği değiştirilmiş kısır tohumlar ekilmemelidir. Aksi takdirde çevresindeki ekilmiş olan diğer ürünlerin kısırlaşmasını sağlayarak giderek biyoçeşitliliği yok eder ve ileride insanlığı açlığa mahkûm eder.” dedi. Biyolojik çeşitlilik sözleşmesi ve biyogüvenlik protokolüne uyulmasının önemine işaret ederek, GDO’ların etiketlenmesi ve bilgilendirmenin, oluşabilecek risk ve tehditlerin önlenmesinin, kalifiye eleman yetiştirilmesinin ve toplumsal duyarlığın artırılmasının önemine dikkat çekti.