İztv’de çalışan bir görüntü yönetmeni olarak çok şanslıyım gerçekten. Çektiğim her bir belgesel programda yeni yerler görüp, bildiklerimi arttırıyorum. Atatürk Kültür Merkezi’nin belgeselini çekerken Türkiye’deki en iyi mimari sahne tasarımını görüp, bir tiyatro oyunu sahnelenmeden önce yapılan tüm hazırlık aşamasını öğrenirken, Uluburun belgeseli çekerken de güzel dalışlar yapıp, dünyanın en eski açık deniz gemisi batığının taşıdığı şaraptan yudumladığımı hissediyorum.
Buradaysa sizlerle bambaşka bir coğrafyaya, dünyanın sonuna, Ateş Toprakları’na, diğer bir görüntü yönetmeni arkadaşım Oğuz Özdemir’le yaptığımız yolculuktan detaylar ve fotoğraflar paylaşacağım. ‘Patagonia Expedition Race’ organizasyonunun ve bu yarışa katılan ‘Team Touareg Turk’ takımının çekimlerini yapmak için gittiğimiz, Magellan Boğazı kıyısındaki Punta Arenas’a ulaşabilmek için Madrid ve Santiago aktarmalı 33 saatlik bir uçak yolculuğu serisi yaptık öncelikle…
Karşı kıyıdaki ‘Tierra Del Fuego’ya (Ateş Toprakları) gitmeden önce son hazırlıklarımızı yapmak ve eksik kamp malzemelerimizi tamamlamak için dünyanın en güneyinde yer alan bu şehirde birkaç gün konakladık.
Magellan’ın Magellan Boğazı’nı geçerken görmüş olduğu, yüzleri maskeli ve tüm vücutları boyalı ‘Tehuelçe’ yerlilerini bir İspanyol öyküsündeki ‘Patagon’ adlı canavara benzetmesi sonucu ‘Patagonya’ ismini aldığı söylenen bu topraklarda kaldığımız sürece, Güney Yarımküre’de yaz mevsimi yaşanmasına rağmen tek haneli eksilerde dolaşan geceleri, bulutların güneşe izin verdiği zamanlarda +10 derecelere çıkabilen gündüzler izledi. Ani hava değişiklikleriyle, yağmur, dolu ve insanı sarmalayan muhteşem bir güneş ard arda geliyordu.
Metin ve fotoğraflar: Ethem Tosun
19.12.2010