Sabah gün doğmadan önce uyandım, ağaçla sözleştiğimiz üzere alacakaranlığın içinden tapınağa doğru yürüdüm. Dilenciler rutin işleriymişçesine yol kenarlarında oturmuş, her zamanki yaşamlarına uyanmışlardı. Onları bu saatte görünce önce şaşırdım, sonra sokakta uyumanın belki de gündoğumu ile uyanmak gibi bir mecburiyet yaratabileceğini düşündüm ardından. Önlerinden geçip giderken bir yaşam biçiminin kenarından geçtiğimin de, bana verdikleri etkinin de, anlık buluşan yabansı bakışlarımızın da ayardındaydım…