SES

Nefes

Çağlar ötesinden

Yüreğimi delip geçen

Sen…

Taşan gözyaşlarımla

Kederimde

Üşüyen ellerimde

Soluğumu kesen

Sen…

“Hâr içinde biten, gonca güle minnet eylemem

Arabî, Farisî bilmem

Dile minnet eylemem…”

Derin bir iç çekiş, bir ağıt, isyan…

“Zalimin talim ettiği yola, minnet eylemem.”

Nasıl mümkün, duyup da mest olmamak?

Kor ateşlere yanmamak,

Yüzleşmeden

Yalan kalmak!

Bilmiyorum, kaç defa dinledim ve daha dinlerim?

Nedir bu böyle, bizi bize anlatan?

Yalın,

Sol yanımda,

Göz kapaklarımda…

“Zerrece tamahım yoktur, şu dünyanın varına,

Rızkımı veren Hüda’dır.

Kula minnet eylemem.”

O devirde de

Soluksuz yankılandı, yandı dağlar.

Ateşinle kavruldu, kül oldu.

Ey Nesimi!

Can Nesimi!

Seslen bildiğince, dilediğince…

“Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken,

Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem…”

Soyuldu derisi,

Her paresi, diyarlara salındı.

Bilmiyor ki zalimler.

Her devirde,

NESİMİ

Yüreklere gömüldü…

Metin: Deniz Can, fotoğraf: İsmail Şahinbaş

06.02.2016