Buradaki insanların, çocukların, doğanın ve medeniyetin üzerine örtülmüş bir kelimeyi, ‘terör’ü kaldırdığınızda, altından bir can fışkırıyor. Doğu’da başka şeyler oluyor. Çok şeyler oluyor. Uzaktan duyulası, yorumlanası değil, yaşanası, tadılası, koklanası, dokunulası şeyler. Ben birini anlatacağım size; Şark’tan bir köyü; Aydınlı’yı…
Diyabakır’ın kuzey batısında bir dağ köyü Aydınlı. Halkın tamamı çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşıyor. Babalar dönemlik olarak İstanbul, Adana ve Antalya’daki inşaatlarda çalışıyor. Şu büyük ‘tower’larda. Alışveriş merkezinden oyun parkına, mistik alanlarından, cafelerine sokağa bile çıkmadan ulaşılan ‘yaşam merkezleri’nin (!) yapımında. Bu nedenle İstanbul’da gördüğüm inşaatlar bizim köyün kadınlarının hasretliğini hatırlatıyor.
Çocuk ve genç nüfus dolu dolu. Her hanede 4 – 9 çocuk bulunuyor. Tek oyuncağı taş, toprak, sopa olmuş çocuklar… Anne ve babaların geçim uğraşından çocuklarına oyuncak yapacak bir vakti olmamış. Onlara da yapan olmamış keza. Bu nedenle faaliyet, resim, oyuncak çocukların içinde kendini kaybedip bulduğu yepyeni süreçler…
Bu bölge Anadolu’nun üzüm, fıstık, susam, sarımsak, buğday, ceviz ihtiyacının önemli bir kısmını karşılıyor. Köy Halkı Zaza, büyükler Türkçe ve Zazaca birlikte konuşuyor. Çocuklar yalnızca Zazaca biliyor. Okul iki dili bir arada konuşmaya
başladıkları ilk mekân.
30 – 35 yıllık bir okul var; içinde iki sınıf bulunuyor, bir de depo… Depo anasınıfı olarak kullanılıyor. Şu an küçük ek bir bina yapım aşamasında. Bitince anasınıfındaki 27, 28 çocuğun rahatça oynayıp, bir şeyler deneyimleyebileceği bir mekân olacak. Ancak bu mekânın içerisine koyabileceğimiz 3 – 4 tane oyuncağımız dışında bir şeyimiz bulunmuyor. Bu çocuklarla doya doya oynamak, bir şeyler üretmek, deneyimlemek için birçok materyale ihtiyacımız var.
Bilenler vardır daha önce Oyuncak Mu isminde bir çalışmayla oyuncak tasarlayıp üretiyordum. Umuyorum burada da devam edebileceğiz çalışmalara. Antalya’da yaşıyor yanı sıra İstanbul’da dersler veriyordum. Üç ay önce Aydınlı Köyü’nün anasınıfı öğretmeni olarak köye, kerpiç bir eve yerleştim. Gönlü gani insanlarla tanışıp halleşiyoruz. Doğadan ziraate, tüketimden üretime, dertten eğlenceye
bir şeyler paylaşıyor, paylaştıkça dönüşüyor, anlıyoruz. Çoğu akşam pişirdiğim yemeği tadamadan köy kadınları tarafından doyuruluyor, ekmeğimi yoğurmadan sıcak ekmeklerle karşılanıyorum. Aralarındaki İmeceye, diğerini kendini sarar gibi sarmalayıp önemsemelerine şahit oluyorum. Çocukların, gençlerin, zekâlarına ve yaşamsal deneyimlerine rağmen, eğitim süreçlerindeki eksiklikleri gözlemliyorum.
Gayretlerini kısıtlayan imkânlarını…
Okuyup yaşamı daha iyi anlamaktan bahsediyorlar. Merak ettiklerinden bahsediyorlar… Araştırıp deneyimlemeye ihtiyaçları var.
Burada çalıştığım süreçte alternatif eğitim materyalleri üreterek, üzerine çalıştığım çeşitli eğitim görüşlerini çocuklarla aramızdaki sürece yansıtma isteğindeyim. Özgürce düşünebilen, seçebilen bireyler olmak, ellerindekilerin kıymetini bilerek ve anlayarak yaşamak en olağan hakları. Kendini, dünyayı ve evreni tanıma aşkında olan ‘BİREY’ler olmak…
Bu benim de öğrenme ve deneyim sürecim.
Toplumsal ve kişisel olarak yaşamda olagelmekte olan saçmalıkları her gün eleştiriyoruz. Çözümleri derinlemesine konuşuyoruz. Şimdi burada bir örnek var. Niceleri gibi…
Birileri bir şeyleri (Eşyayı, bilgiyi, nefesi bile) kendisi için bir fazla ayırdığında, başkalarının kesesinde aynı oranda azalıyor. Bundan kaynaklanan dengesizlik de huzur bozan başka bir etken olarak vuku buluyor. Bu yazıyı okuyanlar gerçekten ihtiyacı olanla olmayana bakıp bu köydeki çocuklar ve gençler için bir şeyleri salıverirse bilgi ile iş, akıl ile gönül, şarkla, garb, uzak ile yakın bu örnek üzerinde
birleşecek bir manada… Kim bilir böyle böyle, altından can fışkıran
o örtü de kalkacak böylece Anadolu’nun Şark’ından…
Yardımcı olabilmesi açısından bir liste: Dış ve iç mekân boyaları, Halılar, Küçük masalar – sandalyeler, Yazıcı ve kartuş, Panolar, Bahçe malzemeleri, Küçük dürbünler, Büyüteçler, Cetveller, Ağırlık ölçerler, Dereceler, Dünya maketi / Fen –doğa – matematik ve meslek materyalleri maketleri, Vücudumuz, Hayvanlar, Dünyamız, Sistemler, Sosyal yaşam üzerine afiş ve posterler. Toplar (Çeşitli ağırlık ve boylarda), Bilyeler, Çemberler, Yapı inşa oyuncakları (Bloklar, küpler, legolar), Yapbozlar (Basit – az parçalı), Dominolar, Tangramlar, Topaçlar, Bebekler, Hayvan Figürleri, Evcilik Malzemeleri, Sanranç, Go gibi oyun takımları, Diğer eğitici oyuncaklar. Oyun hamurları ve kalıplar, Silindirler, Merdaneler, Pastel boyalar, Parmak boyaları, Kuru boyalar, Sulu boyalar, Fırçalar, Yüz boyaları, Elişi kâğıtları, Çokça kese kâğıtları, Fon kartonları, Kumaş boyaları, Çeşitli ipler – deriler, Çeşitli boncuklar, Yapıştırıcılar, Renkli keçeler, Çeşitli kumaşlar, Teller, Küçük makaslar, Kuklalar, Okulöncesi döneme uygun resimli hikâye kitapları, Dergiler, Eğitim CD’leri, Çizgi filmler, Kostümler ve rol için giysiler, Ritim aletleri: Ziller, Marakaslar, Ses çıkaran araçlar.
Çüngüş / Diyarbakır’a Bedia Tülüler adına gönderi yapabilirsiniz.
Bedia Tülüler