ŞAMAN

Gecenin sabaha erdiği noktadayım, gölgeler uzuyor yollarda. Ekmek derdinde insanlar sorgusuz, koşturmacalarda. Metropol, sarı-kırmızı akan nehirler gibi, binlerce yola ev sahibi. Derin uykudan uyanıp, silkinen dev bir ejder misali.

Yarı uyanık, çoğu hala bilinci bulanık yüzler. Topluca taşınıyorlar, farklı noktalara.

Yollar sıkışık, bazen çarpışarak omuzlar ve bitmeyen telaşla

Yürekler sıkışık

Adı üstünde, tüketim toplumu

Hava, su da tükenecek bir gün

Şefkatle bakan gözlerin ışığı,

Heyecanla atan yüreklerin tükenişi gibi…

Sisler arasından geçiyorum,

Binlerce yıl öteden, uzak coğrafyalardan bir zaman yolcusu, şimdi kalbime misafir.

Sohbeti asırlarca uzun, dansı göz açıp kapayıncaya kadar doyumsuz.

 

Önce gözlerim, yakılmış dev bir ateşle buluşuyor.

Alevlerin dansını izliyorum, nefes almaksızın

Sonra Şaman’ın.

Elinde davulu ve aynası, renkleri kol kola uzun cübbesi.

Başında heybetli külahı, küçük zil ve çıngıraklarla bezeli destansı görünümüyle dilinde duaları ile transta.

Yeraltında, yerüstünde, gökyüzünde âlemleri izlemede. Kâh coşkuyla, kâh hüzünle yakarıyor bildiğince ve gücü yettiğince, genetiğinde taşıdığı ya da edindiği tüm yetenekleri ile sağaltmaya çalışıyor tüm acıları.

 

Gecenin ayazı iliklerime işliyor, mantomun içine daha bir sokuluyorum.

Sert bir rüzgâr esiyor, nerdeyse ayakları yerden kesercesine

Yerküre binlerce kilometre hızla dönmeye devam ediyor, hissettirmeden.

Sisler dağılıyor, günışığımla buluşuyorum. Gün boyu ben de dansıma ve kurtlarla koşmaya devam ediyorum.

Bir gün daha eksilirken, pencerelerden. Şükür bin defa şükür…

Güneşin gölgesi ay ışığında, ormanın, dağın ruhuyla modern zaman Şamanı ile söylüyoruz şimdi şarkılarımızı. Tüm evrene. İlla…

 

Gözlerinin içine girdim,

Başka âlemler gözledim.

Ben bunlarla övünmedim, beklemedim illa.

Beklemedim, sevdim.

Gölgelemedim, bağını bahçesini

Günü, güneşi örtmedim

Yapılanlar, söylenmez ki her zaman.

Sömürmedim illa…

 

Rüzgârların, denizlere aşkı ile köpüklerin coşkusu ile söylemeye devam.

 

Bir salkım söğüdün altında, sen bana ben sana kavuşalım.

Bedenimi ruhumu al, al ki kurtulsun bu canım

Benliğimi canımı al ki, kurtulsun can.

Daha gidecek çok yolumuz var, güzel yârim.

Daha gidecek çok yolumuz var…

 

Metin: Deniz Can, fotoğraf: İsmail Şahinbaş

23.02.2017