Uluslararası ve Dünya Rüzgâr Enerjisi Konseyi’nin raporuna göre rüzgâr 2020 yılına dek dünya elektrik ihtiyacının % 12’sini karşılayabilir.
Uluslararası ve Dünya Rüzgâr Enerjisi Konseyi, rüzgâr endüstrisinin geleceği üzerine yeni raporunu bugün Çin’in Pekin kentinde yayımladı. Dünya Rüzgâr Enerjisi Görünümü adlı raporun bu dördüncü sayısında, 2020 yılına dek rüzgârın dünya elektrik ihtiyacının % 12’sini karşılayabileceği öngörülüyor. Bu gerçekleşirse, 1,4 milyon yeni iş yaratılacağı gibi, karbon salımlarında da yıllık 1,5 milyar tonluk bir azalma olacak. 2030 yılında ise rüzgâr enerjisi dünya çapında elektrik talebinin % 20’sini karşılayabilir.
Raporda Türkiye’de rüzgâr endüstrisinin durumuna ilişkin de aşağıdaki ifadelere yer veriliyor: “Türkiye’de rüzgâr sektöründeki kurulu güç 2007’deki 30 MW’tan, 2011 yılında 1800 MW’a çıkarak hızlı bir ilerleme kaydetti. Türkiye’de toplam rüzgâr enerjisi potansiyeli 47 GW ve bu potansiyel önümüzdeki yıllarda da rüzgâr pazarında hızlı bir ilerlemeye olanak tanıyor. 2015 yılına kadar kurulu rüzgâr kapasitesinin yılda 500 ila 1000 MW büyüyerek 5 GW’ı aşması bekleniyor. Hükümet 2023 yılına kadar kurulu rüzgâr gücünü 20 GW’a kadar çıkarmayı planlıyor. Ancak Türkiye’de rüzgâr enerjisindeki gelişmelerin önündeki en büyük engel karmaşık ve bürokratik idari süreçler. Yeni yerel mevzuatların uygulanması ile ilgili durumun daha net hale gelmesi ve bu konu netlik kazandıktan sonra 2020 yılına kadar sürecin uzatılması gerekiyor. Türkiye’de rüzgâr enerjisi toplam elektrik ihtiyacının %20’sini rahatlıkla karşılayabilir ve şebekede yapılacak iyileştirmelerle bu daha bile fazla olabilir.”
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan, konuyla ilgili olarak “Raporda da belirtildiği gibi, hükümetin bundan sonra belirleyeceği politikalar ve idari düzenlemelerle, sahip olduğumuz rüzgâr enerjisi potansiyeli Türkiye’nin elektrik ihtiyacının % 20’sini karşılayabiliyor. Yerel yenilenebilir enerji kaynaklarımız bu kadar zenginken, Hükümet hala Türkiye’nin elektrik ihtiyacının sadece % 4’ünü karşılayacak nükleer gibi tehlikeli ve pahalı bir enerji türü ve kömür gibi iklim değişikliğinin en büyük nedeni olan enerjiyle vakit kaybediyor. Yenilenebilir enerjilere yönelmek beraberinde hem enerji bağımsızlığını hem de pek çok yeni iş sahasını getirecektir.”