İki saati geçen bir yolculuğun ardından Prag’a indik. Orta Avrupa’nın AB üyesi fakat hâlâ kendi parasını kullanmayı sürdüren Kafka’nın memleketinde spor yapmaya gelenlerle beraberiz. Çek Cumhuriyeti’nden iki, Avusturya ve Türkiye’den birer genç bayan milli hentbol takımlarının katıldığı turnuva, bu yaş kategorisindeki Avrupa Şampiyonasına hazırlık amacı taşıyor.
Kalınan yer Prag’ın 10. Bölgesi’nde bulunuyor. Etrafta futbol sahaları, açık hentbol alanları, buz hokeyi, basketbol, voleybol, hentbol salonları ile dolu. Dikkat ediniz her bir spor için birer salon hazır edilmiş. Bu arada çeşitli masaj odaları, dans ve fitnes alanları, yönetim ofislerini de eklemeliyim. Antrenman yapmak isteyenler için önceden ciddi bir planlama yapılıyor. Hem milli takımlar hem de kulüp takımları bu tesisleri rahatlıkla kullanıyor.
Orta Avrupa’nın özellikle hazırlık turnuvaları için kolay ulaşılabilen bir coğrafyaya sahip olduğunu belirtmek zorundayım. 2010 Avrupa Şampiyonasını organize edecek olan Avusturya, yaklaşık 300 km uzaklıktaki başkentinden buraya otobüsle geliyor. Otoyol şeklinde inşa edilmiş bu güzergâhlarda seyahat etmek oldukça keyifli olmalıdır diye düşünüyorum. Çok büyük bir ülke olan Türkiye’mizin de artık her bölgesine otoyol yapma zamanı gelmiştir.
Otoyol demişken, yeni demiryolu hatları için dağları delme yerine bu otoyolların orta kısımlarına ray döşenebilir. Bu yapılar sanıyorum vibrasyonu ve hızı kaldırabilecek kapasitededir. Kuşkusuz bu yapılar yüksek maliyetler gerektirmektedir. Ama deniz, hava, kara ve demiryollarını sürekli geliştiremezsek ulaşıma verdiğimiz paraların miktarı hep artacaktır. İyi hazırlanmış bir otoyol, daha hızlı ulaşım, taşıma ve rahatlık demektir.
Neyse Prag’da olup da Türkiye’yi yazan başka birisini zor bulursunuz herhalde deyip buraya dönersek; yolların kenarlarındaki şeker pancarı dağlarını gördüm. Tramvaylar her tarafa çalışıyor. Belirli bölgede metro aktif. Bu arada, sözünü ettiğimiz spor kompleksinin yayından geçen raylı taşıma sistemini ilave etmeliyim. Hem spor yapmaya hem de izlemeye gelecekler için çok güzel bir imkân olmuş.
Yemek işlerine gelince, büyükbaş sığır ve koyun üretimi oldukça az görünüyor. Bu bilgiyi beraber geldiğimiz hekim arkadaşımdan alıyorum Çünkü kendisi geçen haziranda burada imiş. Portakalı ithal ediyorlar. Kahvaltıdaki erik marmelâdı otelin bahçesinden toplananlarla yapıldığı söyleyebilirim. Sütleri güzel, akşamları patates ağırlıklı piliç yemeği olacağa benziyor. Öğleyin aynı yemeğin başka versiyonu…
Biraz sonra antrenmana geçiyoruz. Akşam maç var. Sonra yemek ve kısa bir akşam yürüyüşü… Yarın sabah kahvaltıdan hemen sonra bize ayrılan sürede (180 dk) Prag’da gezeceğiz. Dr. Tarık ve Antrenör Nilüfer GPRS’lerinden en yakındaki Starbucks’ı arıyorlar. Maç sonrasında kısa süreliğine orada olmak istiyorlar. Bulunulan otelde kahve sorunları yaşanınca çözüm yolu olarak denenen yöntem uygun bulundu.
Bugünlük bu kadar…