Kuzey Kutbu üzerinde, ozon tabakasındaki incelme Almanya’nın yüz ölçümünün beş katına ulaştı. Bu durum bölgede yaşayan insanların yüksek oranda ultraviyole ışınlarına maruz kalmalarına yol açıyor.
Kuzey Kutbu’nda görülmedik bir soğuğa yol açan bu rekor büyüklükteki deliğin, geçtiğimiz nisanda Doğu Avrupa, Rusya ve Moğolistan üzerinde iki hafta kadar dolaştığı, bölgedeki insanların yüksek derecelerde ultraviyole (morötesi) ışınlarına maruz kaldığı kaydedildi.
Ozon tabakası, özellikle bitki örtüsüne zarar veren ve cilt kanserine ya da katarakta yol açabilen ultraviyole ışınlarının zararlarından dünyayı koruyor. Dünyanın bu doğal kalkanı kışları ve ilkbaharları, soğutma sistemleri ve aerosollarda kullanılan ve 1985’ten beri üretimi yasak olan kloroflorokarbon (CFC) gazları yüzünden inceliyor.
Ozon tabakası ve küresel ısınma arasında da önemli bir ilişki vardır. Küresel ısınmadaki artış ozon tabakasının kendini yenileme sürecini de azaltıyor. Ozon tabakasındaki deliğin büyümesine sebep olan gazlar aynı zamanda sera etkisi de yaratıyor. Montreal Sözleşmesi’nin yasakladığı, kloroflorokarbonlar (CFC) ve brom içerikli halonlar, uzun ömürlü olmaları sebebiyle, halen atmosferde, yüksek yoğunluklarda bulunuyor. Ozon kaybında, klor ve brom bileşiklerinin yanında, sıcaklık değişimleri de önemli rol oynuyor.
Esas tehlikelerden biri de, ozon tabakasının yeryüzüne daha da yakınlaşması. Soluduğumuz havada ozon gazı (O3) miktarı arttırdığından, insan ve hayvan sağlığı direkt olarak olumsuz etkileniyor.