Belediye Başkanımız Sayın Dr. Necdet Aksoy’un hafta içinde Safranbolu Ekspres Gazetesi’nde yayınlanan ‘özgün ürünlerimizi vitrine koyalım’ başlıklı demecini beğendim. Kutlarım. Doğruyu tam ve zamanında söylemek ya da örnek oluşturmak, önder olmak çok isabetli bir yaklaşımdır. Siyasi kaygılardan arınmış, yol gösterici; bilinçli söylemler ortak aklı öne çıkartır. Gerçeği vurgular…
Demir ve Çelik Fabrikaları’nın kurulduğu dönemde ilçemiz; Ulus, Eflani, Çerkeş, Araç yerleşimlerinin ticari merkezi konumundaydı. Tarımsal ve geleneksel el üretimimiz öncelikle bu çevrede pazarlanırdı. Safranbolu’da Pazartesi’nin diğer adı pazarına gittikleri Eflani’den dolayı Eflani diye söylenir. Perşembe günü ise esnaflarımız Aşağı Pazar’da (Araç/İğdir) mallarını satarlardı. Toprakcuma ve Ovacuma pazarları hala süregelmektedir. Cuma günü akşama doğru Şehir’de yoğunlaşan pazarcı esnafı Cumartesi Pazarı’nı ağzına kadar doldururlardı. Sebze pazarı ile Demirciler Çarşısı bitişiğindeki Tahıl ve Hayvan Pazarı; diğer sokaklardaki hareket ve yoğunluk ‘omuz omuzu sökmüyordu’ biçiminde tanımlanırdı. Pazarları bu denli hareketli kılan neydi? Yanıtı iki sözcüktür. ‘Özgün üretim’ yani ‘kelaynak biçimi’ yap sat üretimdir.
1924 yılında yayınlanan Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası’nın risaledeki ürün ve esnaf çeşitliliği bunun kanıtıdır. Bu arada; devir değişmiştir. Fabrikasyon üretim geleneksel pazarlama ve tüketim trendini düşürmüştür. Ağız tadımız ve alışkanlıklarımız değişmiştir. Yeniye rağbet vardır. Geleneksel üretim çok zaman almaktadır.’ gibi nedenleri de göz ardı edemeyiz.
O halde yapılması gereken nedir? Yapılması gereken ‘empatidir.’ Yani taraflar (yol göstericiler – işletmeciler) kısa bir süre rollerini değiştirerek ‘ Sen ne yapardın, ne üretirsin, şunu yaparım, şunu üretirim’ diyerek rol model olmalıdırlar. İşin en yalın ve gerçekçi çözümü için böyle bir fizibilite çalışmasıdır. Söylemler eylemlerle pekiştirilmelidir.
Sonuçta özgün ürün, özgün meslek erbabı ile yapılır. Şehrimizdeki özgün meslek erbabının (kelaynakların) bazıları fırıncı, simitçi, şekerci, lokantacı, tenekeci ve sobacı, terzi, kunduracı, demirci, saraç, saatçi, semerci, kahveci, maketçi, ressam, ayakkabıcı, yemenici, tamirci gibi mesleklerini ‘yap – sat’ biçimde sürdürmektedirler. ‘al – sat ise ahtapot (Çin işi) şeklinde bu esnafı sarmalamıştır.
Kelaynaklarımıza sahip çıkmalıyız.
Fotoğraf: İsmail Şahinbaş / Naim Usta