Fas’ta düzenlenen 18. Uluslararası Atlantik Komisyonu (ICCAT) toplantısı tamamlandı. Toplantıda avcılık kotalarının artırılmamasına karar verildi.
12 – 19 Kasım tarihlerinde yapılan 18. ICCAT toplantısının kapanışında, bilim komitesinin önerileri dikkate alınarak 2013’den itibaren yıllık avlanma kotasının 13,500 tonda kalmasına 48 ülke tarafından karar verildi. Avlanacak miktarın yıllık 12,900 ton ile 13,500 ton arasında kalmasının, stokların yenilenmesini sağlayabileceğini öne süren biliminsanları, stoklardaki yenilenmenin hızı ve süreci hakkındaki bilinmezliklerden duydukları endişeyi de dile getirdiler.
Bu toplantının, orkinosun korunması konusunda ICCAT tarafları için de gerçek bir samimiyet testi olduğunu söyleyen WWF-Akdeniz, Balıkçılık Sorumlusu Dr. Sergi Tudela, kısa vadeli menfaate dayalı sürdürülebilir olmayan balıkçılık uygulamalarına karşı bilimsel verilere dayalı yeni kararların Avrupa Birliği önderliğinde ön plana çıkarılmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Buna karşılık, ICCAT’in yasa dışı, düzensiz ve kayıtsız balıkçılıkla ilgili konulara yeterince eğilmediğini belirten Tudela, 10 yıldan bu yana orkinosa yönelik tehditlerin önlenmesi için çalışan WWF’in, yaptığı araştırmalarla türün popülâsyonundaki düşüşü gözler önüne serdiğini söyledi. WWF tarafından 2000-2010 yılları arasında yaptırılan yeni bir araştırmada, 18.704 ton canlı mavi yüzgeçli Atlantik orkinosunun ICCAT’ın bilgisi dışında Panama üzerinden satıldığı ortaya çıkarıldı ve belgeler ICCAT’a sunuldu. Toplantıda bu konuda herhangi bir karar alınmadı. Ancak biliminsanları, karar vericiler ve balıkçılık endüstrisi işbirliği ile yürütülen çalışmalar, mavi yüzgeçli Atlantik orkinosu hakkındaki kötü senaryoların değişmeye başladığını gösteriyor.
Tudela sözlerine şu şekilde devam etti: “Karar vericileri gelecek yıllarda da bilimsel veriler doğrultusunda ilerlemeleri konusunda teşvik ediyoruz. Ancak bu şekilde, Doğu Atlantik ve Akdeniz mavi yüzgeçli orkinos stoklarının kendilerini tamamen yenileme şansı olacaktır. WWF, yasadışı avcılığın önlenmesine yönelik çalışmalarını bundan sonraki yıllarda da sürdürecektir.”
Komisyondan çıkan kararın umut verici olduğunu belirten WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, yasadışı avcılığın tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de denizel canlı yaşamını tehdit eden en önemli etkenlerden biri olduğunu ve bu gibi kararlar sayesinde balık stoklarının toparlanabileceğini söyledi. Kalem, “Avcılığa getirilecek çeşitli sınırlamalar, yeni düzenlemeler veya oluşturulacak balıkçılığa kapalı alanlar ile denizel biyolojik çeşitlilikte azalmanın önüne geçilebilir ve balıkçılığın uzun vadede sürdürülebilir olması sağlanabilir. Biz de WWF-Türkiye olarak çalışmalarımızı bu hedefler doğrultusunda sürdürüyoruz” dedi.