‘Organik Gıda Daha Sağlıklı Değil’ raporu, GDO Firmalarının Akıllı Bir Halkla İlişkiler Manevrası.
Geçtiğimiz hafta Habertürk ve pek çok yayın organında çıkan ‘Organik Gıdalar Daha Sağlıklı Değil’ yazısını okuyanlarınız vardır. Bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan Toprak Vakfı’nın (Soil Association) yayınladığı karşıt görüşü üşenmedim çevirdim.
Bilindiği Gibi, Gıda Standartları Enstitüsü (Food Standards Agency) geçtiğimiz günlerde organik beslenmenin önemli bir fayda sağlamadığına dair bir rapor yayınladı. Bu çok ciddi bir araştırma ve Toprak Vakfı bu araştırmanın sonuçlarını ciddiyetle inceleyecek ancak ilk bakışta araştırmanın epey kısıtlı bir analiz olduğu görülüyor. Örneğin, inceleme sadece İngilizce yazılmış belgelere dayalı, bulunan belgelerin yarısı rapora dâhil edilmemiş ve Avrupa Birliği tarafından bu yılın Nisan ayında yayınlanan (bu araştırmanın yayınlanacağının önceden bilinmesine rağmen) daha güncel rapor göz ardı edilmiş.
Daha Büyük Faydalar
İnsanların organik gıdayı sadece onları daha sağlıklı yapacağı düşüncesiyle satın aldıkları bir efsanedir. Geçtiğimiz aylarda yapılan AB araştırmasına göre, sürekli olarak organik gıda satın alanlar (tüm organik ürünlerin % 80’i) organik tarımın ve ürünlerin faydaları konusunda çok daha sofistike bir anlayışa sahip.
Örneğin, araştırma, tarım, böcek ve yabani ot zehirlerinin uzun vadeli etkilerini işaret etmekte başarısız olmuştur. Avrupa Komisyonu 2006 yılında, belli kanser türlerini, erkek kısırlığını ve sinir sistemi bozukluklarını tarım ilacı kullanımıyla ilişkilendirmişti. Endüstriyel tarım ile yetiştirilen bir elma 16 defa, 30 farklı kimyasalla ilaçlanmış olabilir.
Organik gıda satın almak aynı zamanda sağlıklı bir çevreyi destekler. Ortalama bir organik çiftlik % 30 daha fazla tür ve % 50 daha fazla kuş, kelebek ve arı gibi yaban hayat barındırır. Bu konuda uzman olan Compassion in World Farming (Dünya Tarımında Merhamet), organik tarımın en yüksek hayvan refahına sahip olduğunu söylüyor. Diğer çevresel yararlar belli. Organik çiftlikler daha az tehlikeli atık yaratıyor. Organik tarımda yapay nitrojen gübresi yasaklanmıştır, dolayısıyla yağmur sularıyla karışarak deniz giden ve kıyı sularında aşırı yosun çoğalmasına sebep olan maddeler daha azdır.
Organik tarımda daha fazla kadın ve genç insan vardır, organik çiftçiler gelecek için daha iyimserler. Bu gelecek, küresel ısınmanın ağırlığı altında eziliyor. Burada organik tarım yol gösteriyor, kırmızı yonca gibi güneş ışığını kullanarak toprağa nitrojen katan doğal gübreler sayesinde tarım ürünlerine fayda sağlıyor. Kendimizin ve gezegenimizin sağlığı için organik gıda ve tarım geleceğimizde büyük rol oynayacak.
Toprak Vakfı Politika Direktörü Peter Melchett, FSA tarafından yetkilendirilen organik gıda raporunu şöyle yorumladı: “Araştırmacıların ulaştığı sonuç bizi hayal kırıklığına uğrattı. Araştırma, var olan organik ve organik olmayan ürünlerin beslenme karşılaştırmalarının tümünü reddetmiş. Bunun sebebi, var olan karşılaştırmaların, araştırmayı yapan London School of Hygiene ve Tropical Medicine’in koyduğu belli bir kritere uymuyor olmaları.”
Araştırmacılar, göreceli az sayıdaki araştırmalara dayanarak, organik ve organik olmayan gıdalar arasındaki farkın ‘önemli’ olmadığı sonucuna varmalarına rağmen, analizlerinde organik gıdaların, organik olmayan gıdaya kıyasla, besin değerlerinin daha yüksek olduğunu beyan etmişlerdir. Örneğin, FSA’nın çalışmasına göre, organik gıdada bulunan besin değerleri organik olmayanlara kıyasla aşağıdaki oranlarda daha yüksektir:
— Protein 12,7 %
— Beta – karoten 53,6 %
— Flavonoids 38,4 %
— Bakır 8,3 %
— Magnezyum 7,1 %
— Fosfor 6 %
— Potasyum 2,5 %
— Sodyum 8,7 %
— Sulfür 10,5 %
— Zink 11,3 %
— Fenolik bileşimler 13,2 %
Araştırmacılar bunun yanı sıra organik et ve süt ürünlerindeki yararlı çoklu doymamış yağların, organik olmayan et ve sütlere göre daha fazla olduğunu (2.1 % – 27.8 % daha fazla) bulmuşlardır.
Toprak Vakfı, Avrupa Birliği tarafından fonlandırılan, 31 araştırma, üniversite ve yayının yanı sıra 100 bilim araştırmasını da içinde barındıran, 18 milyon avroya mal olan ve bu yılın Nisan ayında sonuçlanan araştırmanın FSA tarafından göz önünde bulundurulmamasından dolayı hayal kırıklığına uğramıştır.
Avrupa Birliği araştırma programı şu sonuçlara varmıştı:
— Organik tarım ürünleri, bünyelerinde besin istenen yüksek bileşimleri (antioksidan, vitamin, glikosil) daha fazla barındırır.
— Organik tarım ürünleri, bünyelerinde besinlerde istenmeyen bileşimleri (mikotoksin, glikokaloid, kadmiyum ve nikel) daha az barındırır.
Bunun yanı sıra, organik süt ve süt ürünlerindeki CLA ve Omega 3 miktarı % 10 – 60 oranında, organik yeşil sebze ve meyvelerdeki C vitamini de % 90 oranında daha fazladır.
Tarım ilaçlarının insan üzerindeki uzun süreli etkilerini araştıran bir çalışma yapılmamıştır. 2006’da Avrupa Komisyonu ‘Uzun süre tarım ilaçlarına maruz kalmanın bağışıklık sisteminde, kanser, kısırlık, doğum sakatlıkları ve sinir sistemlerinde ciddi bozukluklara yol açtığını’ belirtmiştir.
Organik tarım ve gıda sistemleri bütünselcidir, gübre gibi petrol türevinden üretilen girdiler kullanmak yerine doğayla birlikte çalışır. Organik ürün satın alan tüketiciler sadece tarım ilacıyla kaplanmamış yiyecek almakla kalmaz, aynı zamanda yüksek hayvan refahı standartlarına destek olur, antibiyotiklerin sürekli kullanılmasını engeller ve çiftliklerdeki yaban hayatın artmasını destekler.
Fotoğraf: İsmail Şahinbaş