Kısaca ÇED olarak bilinen ve giderek artan çevre sorunlarının önlenmesine yönelik bir araç olarak 1990’lı yıllarda hayatımıza giren Çevresel Etki Değerlendirmesi, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin, olası çevresel ve sosyal etkilerinin önlenmesi için alınacak tedbirler, seçilecek yer ve teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesi ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar bütünüdür.
İlk yayımlandığı 1993 yılından bu yana çok sayıda değişikliğe uğrayan ÇED Yönetmeliğinde bütün bu değişikliklerin tek ortak yanı, uygulamadan muaf tutulan proje ve faaliyetler listesinin uzatılmasıdır. Önceki gün Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelikte artık ülkemizde ÇED sürecinden muaf tutulmayan proje ya da faaliyet neredeyse kalmamıştır:
– Kentsel dönüşüm alanları
– 50 bin metrekarenin altındaki alışveriş merkezleri
– 100 odanın altındaki turizm tesisleri ve oteller
– 500 konutun altındaki toplu konut projeleri
– Yıllık üretimi 30 bin tonun altındaki balık çiftlikleri
– Golf tesisleri
– Toplam ısıl gücü 300 megavattan az olan termik güç santralleri ile diğer yakma sistemleri
– Pist uzunluğu 2 bin 100 metrenin altındaki havaalanları
– Kapasitesi günlük 1 tonun altındaki tıbbi atık yakma tesisleri
– Yıllık 10 milyon metreküpün altında yeraltı suyu çıkarma tesisleri
– Akarsu havzalarında yılda 100 milyon metreküpün altındaki su aktarma projeleri
– 10 milyon metreküpün altındaki baraj ve göletler
– 10 Megavatlık hidroelektrik santralleri
– Yıllık 1000 tonun altında üretim yapılan kültür balıkçılığı tesisleri
– 100 kilometre altı demiryolu projeleri
– Yeraltından geçen demiryolları, metrolar
– Beyaz eşya boyama projeleri
– 3 milyon metreküp altındaki dip taraması ve denizden, göllerden ve nehirlerin dibinden malzeme çıkarılması
– 300 bin tonun altında seramik üreten tesisler
– 10 bin metrekarenin altındaki deniz doldurma projeleri
– Tuz çıkarılması
– Orman ürünleri ve selüloz tesisleri
– Sanayi ve enerji tesislerinin sökümü
– 300 bin tona kadar seramik üreten tesisler
Avrupa Birliği’nde bu yönetmeliğin 1985 yılında yayımlandığını ve sadece 3 kez değişikliğe uğradığını hatırlatan WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, bu tür girişimlerle yasal düzenlemelerin içinin boşaltılmasının, çevresel düzenlemelerin gerisinde yatan nedenlerle bağdaşmadığını söyledi. Baştak, “ÇED süreci, ekonomik yatırımları ve bunların olası etkilerini doğal ve sosyal çevre uyumlu hale getirmeyi ve yatırımların çevresel/sosyal kalitesini yükseltmeyi amaçlar. Oysa bu tür değişikliklerle yapılan tam tersine, çevrenin, ne yazık ki, yatırımlar karşısında bir engel olarak kabul edilmesi ve bu engellerin bir bir temizlenmesinden başka bir şey değildir. Aralarında 3. Köprü, 3. Havaalanı ve otoyolları gibi devasa projelerin de bulunduğu bu uzun liste de ÇED uygulaması dışında kalacaksa hangi faaliyetler için ÇED uygulanacaktır?” dedi.