Fukuşima Nükleer Santrali’nden yayılan radyoaktif maddeler, toprağa, havaya ve insanlara bulaşmaya devam ediyor. Şimdi geçen Mart ayından bu yana Fukuşima’daki santralde neler oldu ufak bir özet geçelim…
Fukuşima Nükleer Santrali’nden sızan ya da zorunlu olarak salınan radyoaktif maddeler solunum, sindirim yoluyla insanların vücuduna geçiyor. DNA’mıza ulaşıyor. DNA’nın bozulmasına, mutasyonlara ve nihayetinde kansere yol açıyor.
TEPCO, Fukuşima Nükleer Santrali’nin işletmecisi, çekirdek erimesi gerçekleşen reaktörleri soğutmakta başarısız olmuştu. Reaktörlerdeki yükselen sıcaklığı kontrol altında tutmak ve olası bir patlamayı önlemek için reaktörlere yüksek miktarda deniz suyu pompalamak zorunda kalmıştı. Kazadan bir kaç hafta sonra reaktörlerin içine pompalanan deniz suyu, tesislerden okyanusa sızmaya veya bilinçli olarak okyanusa akıtılmaya başlanmıştı. Bu yolla, yüksek miktarda radyasyona maruz kalan su, Büyük Okyanus’a ulaşmıştı.
Fukuşima Nükleer Santrali’ndeki felaketin ardından, yakın bölgelerdeki içme suyu, deniz suyu, brokoli ve çiğ süt gibi ürünlerde yasal ölçütlerin üzerinde radyoaktif madde saptanması sonrasında Güney Kore, Çin, ABD, Tayvan başta olmak üzere Türkiye’ninde içinde bulunduğu pek çok ülke Japonya’dan ithal edilen gıda ürünlerine yasak getirmişti.
Mayıs ayının başında, Greenpeace radyasyon izleme ekipleri Japonya’nın 12 millik kara sularının dışından ve Fukuşima kıyısından balık, kabuklu hayvan ve deniz yosunu örnekleri toplamıştı. Fransa ve Belçika’daki laboratuvarlarda yapılan detaylı analizler sonucunda, toplanan örneklerde yüksek radyoaktif kirliliğe rastlanmıştı.
Temmuz ayında ise, Tokyo’daki marketlerde satılan kırmızı etlerde insan sağlığını tehdit edecek seviyelerde radyasyona rastlanmıştı. Japon Hükümeti Fukuşima bölgesindeki çiftliklerde yetiştirilen sığırlardan elde edilen kırmızı et satışına yasak getirmişti.
Şimdi gelelim geçen haftaya! Japon mutfağının temel besin maddelerinin başında gelen pirinçte tehlikeli seviyede radyoaktif sezyum bulundu. Radyoaktif sezyum maddesi Fukuşima Nükleer Santrali’nden 60 km uzaklıkta bulunan bir pirinç tarlasında tespit edildi. Japon Hükümeti, Fukuşima felaketinden sonra tahliye bölgesini önce 10 km olarak belirlemiş, sonrasında da tahliye bölgesi 20 km’ye çıkarılmıştı.
Fukuşima’dan 60 km uzakta güvenli olarak kabul edilen bölgelerde radyoaktif kirliliğe rastlanması, güvenlik sınırlarının yeniden gözden geçirilmesinin gerekliliğini ortaya koyuyor.