TETAŞ Genel Müdürü Hacı Duran Gökkaya tarafından yapılan açıklama ile nükleer santral ihalesi resmen iptal edildi. Danıştay tarafından alınan karardan sonra TETAŞ’ın iptal kararı sürpriz değil ancak şaşırtıcı olan hükümetin hala nükleer santral hevesinden vazgeçmemiş olması.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, hükümetin nükleer santral yapma konusundaki kararlılığını her fırsatta dile getirirken, Bakanlığın 2010 yılı planları içerisinde Mersin ve Sinop için iki yeni nükleer santral ihalesi bulunuyor. Açılacak ihaleler için ise kamu ortaklığı sağlanması ve süreçlerin 2010 baharında başlatılması planlanıyor.
Sonuçta, hükümet ve TETAŞ nükleer enerjinin ne kadar pahalı olduğunu kanıtlayan bu dört başarısız tecrübeye rağmen hala nükleer yanlışında ısrar ediyor.
“Nükleer vergisi” mi geliyor?
Nükleer enerjide astronomik maliyetlerin bu ihale ile bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Korol Diker’e göre nükleer enerjideki bu anlamsız ısrar, kamu ortaklığı gibi yeni teşviklerin sağlanmasına sebep oluyor ve bu da maliyetin bir kısmının başka vergilerin altına mı gizleneceği konusunda soru işaretleri oluşturuyor.
Maliyet ve süre aşımları nedeniyle, bugüne kadar sadece özel sektör eliyle gerçekleştirilebilmiş nükleer santral projesi yok. Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası’nın kriterlerine göre de bu yatırımlar çok riskli.
Nükleerin sadece maliyet değil inan ve çevre sağlığı açısından da son derece riskli olduğuna dikkat çeken Diker nükleer enerji sahip olduğu çözümsüz atıklarla sadece bizlerin değil gelecek onlarca kuşağın hayatına da girmiş olacağını söylüyor.
“Nükleer ile yaşamaya hazır mısınız?”
Greenpeace’in nükleer masalı sonsuza kadar ortadan kaldırmak için başlattığı kampanya, Çernobil felaketinin yıl dönümü olan 26 Nisan 2010 tarihine kadar “ 1 milyon radyoaktivist”i bir araya getirmeyi hedefliyor.
Çünkü hiçbir hükümet 1 milyon vatandaşının talebine hayır diyemez.