Havaların ısınması ile beraber sokak ve caddelerdeki motosiklet sayısının arttığını görüyoruz. Bunun birinci nedeni kar, kış, yağmur ve diğer olumsuz hava koşularının yavaş yavaş gitmesi ve pineklemeye başlayan motorların hareket etme isteğidir. Bu arada, uzun süreden beri ikitekerleri görmeye alışmamış olanlarımız bunu biraz garipser gibiler. Oysa artık havalar ısındı ve herkes mortlarıyla uzak diyarlara bile gidebilirler.
Geçen Pazar konuşurken, bir çift arkadaşımı gördüm “Nereye gitmek istiyorsunuz?” diye sordum. Onların ilk cevabı ‘Likya yolu’ oldu. Orasının ancak yürüyerek gidilebileceğini söyleyince, ‘Enduro motorlarımızla İsmail Şahinbaş’dan hızlı geçeriz’ dediler.
Enduro motorlar, yüksek seleleri, her koşulda hareket edebilme özellikleri ve adı üstüne dayanıklı birer motora sahip oldukları için hem yolda hem de arazide rahat biçimde ilerleyebilen bir özelliğe sahip oluyorlar. Kuşkusuz çok gelişmiş olanları ile Paris-Dakar Rallisi ismi verilen parkurlar geçilse de o iş için özel bir eğitim almak gerekiyor. Sanıyorum bu konuda bize Kemal Merkit ve Kutlu Torunlar bilgi verebilecektir.
Motor deyince yalnızca yarışları düşünmeyin. Gerçi artık motosiklet dediğimizde hemen aklımıza Kenan Sofuoğlu geliyor ama evinden çıkıp işine motorla gidenler de bizdendir diye düşünüyoruz. Kenan ismi her zaman aklımıza geliyor ve başarısı için gurur duyuyoruz. İki hafta öncesinde yine bir birincilik kürsüsüne çıkmıştı. Ama seremonide Türk Milli Marşı yerine Japon Milli Marşı çalınca şaşırdık. Sanıyorum kullandığı motorun ülke milli marşı çalmış olmalı!
Gelelim Türkiye’deki yarışlara… Sezona çok az kaldı ama yarışacak pist şu an için yok. İstanbul Park için uğraşılıyor. İzmir’in işletmecisi değişmiş, çok para istediği söyleniyor. İzmit pisti gürültü nedeni ile kapalı duruyor. Velhasıl antrenman yapacak yer olmadığı gibi yarışacak pistimiz de yok… Sonra da bekleyelim motosiklet sporları gelişsin diye… Çok zor…
Açılmış olsa bile bu pistlerdeki çakıl eksiklikleri giderilmeli ve kaza esnasında ölümcül sonuçlara yol açmayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Sevgili Sinan’ımızı bu pistte kaybettik. Hem de antrenman turları esnasında… Sevgili Aydın Erkan şu anda yaşam mücadelesi veriyor ve sizlerin desteğini bekliyor. O da yarış esnasında pistin kötü koşulları nedeni ile kaza geçirdi. Yoğun ameliyatlar sonrasında sağlam bir bünyesi var, yaşama direniyor. Dualarımız onun için ve ısrarla onun tekrar aramıza katılmasını istiyoruz.
Her şeye rağmen yaşam devam ediyor. Bugün futbol için bir stat neyse, motorlar için pist aynı şeydir. Motosiklet yarışları çok özeldir ve herkes motorların yarışırken çıkardıkları o büyülü sese kulak vermektedir. Yollarda gördükleri hızlı makinelerin peşinden gidip pistteki centilmence mücadelelerini izlemek istemektedirler.
Kısa zaman içerisinde şu pist sorunu çözülürse biz de tribündeki yerimizi alacak ve hızın şövalyelerini izleyeceğiz. O halde sizleri de bekliyoruz desek, bizi kırmaz gelirsiniz herhalde?