Meksika Körfezi’ndeki petrol faciası giderek büyüyor

Philip Radford. 30 Nisan, 2010

Amerika kıyılarındaki feci petrol sızıntısının haberi dünyaya yayılırken, elimize felaketi başlatan petrol platformu patlamasının çarpıcı ve çok rahatsız edici yeni fotoğrafları geçti. İlk gün görmediğiniz şey buydu.

Her gün yeni bir hikâye ve fotoğraflar ortaya çıkıyor. Bugün deniz tabanından sızan petrol, dün söylenenin beş katı. Alaska kıyısındaki Exxon-Valdez sızıntısıyla, yani ABD’de tarihteki en kötü sızıntılardan biriyle kıyaslanıyor.

Ulusal Deniz ve Atmosfer İdaresi (NOAA) sızıntıyı günde 5.000 varil (909 milyon litre) olarak tahmin ediyor. Bu BP’nin dünkü tahmininin beş katı ve en kötü ihtimal senaryosundan bile daha kötü.

Greenpeace dün petrol sızıntısının üstünden uçtu ve felaketin ilk elden fotoğraflarını çekti. Obama’nın açık deniz petrol kuyuları projesi işte bu sebepten hemen masadan kaldırılmalı.

Greenpeace ve Meksika Körfezi’nden çevre grupları bugün Başkan Obama’ya felaket bölgesini şahsen ziyaret etmeye ve açık deniz petrol kuyuları hakkındaki duruşunu değiştirmeye çağıran açık bir mektup gönderdiler.
 

Başkan Obama açık denizde petrol arama moratoryumunu tekrar başlatmalı

Mike Gaworecki. 30 Nisan, 2010

Dün Beyaz Saray enerji danışmanı Carol Browner, Başkan Obama’nın Meksika Körfezinde yaşanan petrol felaketine rağmen, Amerika sahillerinin yeni kısımlarını petrol çıkarılmasına açmakta kararlı olduğunu açıkça beyan etti. Günde beş bin varil yani 909 milyon litre petrol sızdırmaya devam etmekte olan BP Deepwater felaketinden alınacak derslerin, ABD İçişleri Bakanlığı’nın bu yeni tahsisleri gözden geçirme sürecine dâhil edileceğini söyledi.

Bu sabah ise, Beyaz Saray üst düzey danışmanlarından David Axelrod, televizyonlarda “Bu felaketin sonrasında Başkan Obama’nın tek söylediği şey, petrol aramalarındaki moratoryumu devam ettirmeyeceği, ancak… ek hiçbir sondaja izin verilmiş olmadığı ve burada ne olduğu ve bunun kendine has ve önlenebilir bir şey olup olmadığı anlaşılıncaya kadar izin verilmeyeceğidir” dedi.

Bu iyi bir haber olmakla beraber, gerekeni karşılamaktan aciz. Başkan Obama bu tip bir felaketin bir daha, başka hassas ekosistemleri ve sahil yerleşimlerini tehlikeye atmaması için açık denizde petrol aramalarına getirilen moratoryumu yeniden tesis etmeli. Çünkü petrol sanayinin, gelişen teknolojilerin denizlerde petrol sızıntılarına yol açan ‘kazaları’ daha az olası kıldığına dair verdiği güvencelere rağmen, BP Deepwater felaketi bunun hiç de doğru olmadığını gösteriyor. Mesele tekrar bir sızıntının olup olmayacağı değil, ne zaman ve nerede olacağıdır.

Ne yazık ki Shell’e, Alaska’nın Kuzey kıyıları açıklarında yerlilerin önemli bir av sahası ve Grönland balinalarının da göç yolu üzerinde olan 2,7 milyon dönümlük bir sahada keşif sondajı yapmak için bir kontrat verildi bile. Shell, ABD Çevreyi Koruma Ajansı’ndan geçtiğimiz ay bu önemli izni aldı. Üstelik burası hava şartlarının bir petrol kirliliğinin temizlenmesini, hem de Sahil Güvenlik’in baş edemeyeceği bir ‘kâbus senaryosu’ atfedeceği derecede, zor kıldığı çok hassas bir ekosistem ama Shell bu yaz sondaja başlıyor olacak.

Bunun tam tersi, Meksika Körfezi yetkililerin, ulaşılabilir insan gücü ve yeterli ekipmanla, bir petrol sızıntısıyla baş etmeye hazır oldukları dünyadaki belki de tek yer. Geçtiğimiz hafta boyunca bunun ne kadar güç olduğunu gördük ve sızıntının kıyıya vurmasını engellemek için tüm çabalar sonuçsuz kaldı. Bunun, böyle bir şeyin uzak, el değmemiş Alaska sahillerinde olması durumunda ne anlama geleceğini düşünmek beni ürpertiyor.

Obama Hükümeti’nin açık deniz petrol sondajları hakkındaki ısrarı, kıyı ekosistemlerini feci petrol sızıntıları tehlikesine atmaya karar vermekten başka bir şey değildir. Bu da, BP ve Deepwater Horizon platformunu ona kiralayan Transocean gibi şirketlerce bunun gibi sızıntıların ortaya çıkmasını engellemek için neredeyse hiç bir samimi gayret olmaması nedeniyle son derece endişe vericidir.

Transocean gerçekten de deniz sahanlığının petrol şirketlerine kiralanmasını idare eden Maden İdare Servisi’nin Deepwater Horizon platformunu, ‘modern teknoloji mucizesi’ olduğu ve sızıntının neredeyse mümkün olmadığı gerekçesiyle, bazı güvenlik şartlarından muaf tutmasını istemişti. Tabii Transocean. Gördük, öyleymiş ya!

Ne yazık ki Başkan Obama petrol sanayinin yalanlarını ve saptırmalarını yutmaya dünden razı görünüyor; öyle ki petrol platformları artık çok güvenilir oldukları için Katrina Kasırgası’nın petrol kirliliklerine yol açmadığı efsanesini bile tekrarlıyor. Bunu ABD sahillerini petrol çıkarmaya açma kararını savunurken söylüyor. Pek de öyle değil Sayın Başkan!

Umarız Körfez’de şahit olmakta olduğumuz bu felaket Başkan Obama’nın gözlerini açar da, kendileri petrol sanayiinin gerçeklerini görürler ve bunun Alaska〠浣〠瑰㸢ﱂﱴﱧ潤慬琿洿欠棢攠政汫ⱥ欠棢㬲6tContentID

￰tCategoryID 
￰ClassID￶￿㿿Priority
￰Header￶￿㿿Spot￶￿㿿SpotImage ￶￿㿿SpotFlash ￶￿㿿SpotVideo ￶￿㿿SpotMusic ￶￿㿿Content￶￿㿿MemberOnly
￱Labels￶￿㿿PostFile￶￿㿿PostTarget
￶￿㿿CreateDate
]CreateUser

￰EditDate]EditUser
￰StartDate ]EndDate açıklarında tekrarlanmasını engellerler. Bu sanayinin dev halkla ilişkiler mekanizması ne şekilde lanse ederse etsin, petrol özünde kirli bir endüstri. Bu gerçekliğe karşı hiçbir teknolojik bir çözüm de yok. Başkan Obama’nın açık deniz sondajı moratoryumunu bir an evvel yeniden tesis etmesi, tehlikeli ve kirli fosil yakıtları güvenli ve temiz yenilenebilir enerji kaynaklarıyla değiştirmek üzere sonuç verici bir şekilde harekete geçmesi gerek.
 

Henüz yeni başladı

Susan Cavanagh, Greenpeace ABD Medya yöneticisi. 30 Nisan, 2010

Dünyanın her yerinden haberciler burada, Louisiana eyaletinin güney ucunda deniz ve karides teknelerince çevrelenmiş bir marina otoparkındalar; ama sanırım siz zaten bunu biliyordunuz.

Marinanın dükkânındaki teyze ölen işçilerden birinin ailesini tanıyor. Buradaki tüm balıkçılar olan bitene hayretler içinde bakıyor ve yapacak bir şeyi kalmamış insanların o dünyadan bıkmış halleriyle gülüyorlar.

Hepsi Katrina Kasırgası ve de bu olaydan sanki ikisi birbiriyle alâkalıymış gibi bahsediyor. Aslında, petrol sanayine çok şükür, alakalılar: küresel ısınma yüzünden daha sık yaşanan, daha yoğun fırtınalar ve petrol sızıntıları. Burası olay mahalli.

Louisiana Eyalet Valisi karidesler üzerindeki kotayı kaldırdı ki balıkçılar kirlilik karides yataklarını vurmadan toplayabildikleri kadarını toplasınlar. Halkın bu faciadan edinmesini istediğimiz dersin bu olup olmadığından emin değilim: Al, tükenmeden al vatandaş! Ama bu, bölgenin ekonomisi hakkındaki tahminlerin ne kadar karamsar olduğuna dair bir fikir veriyordur size.

Bir yandan da BP balıkçıları temizlikte yardım etsinler diye tutuyor. Böylece av sahalarının ölümüne ön sıradan bakabiliyorlar; kendi cenazene katılmak gibi bir şey olsa gerek.

Sızıntı sahildeki delta ve sulak alanlara girmeye başlıyor. Bu doğa başka petrol kirliliklerinde gördüğümüz kumsallar ve kayalardan farklı. O petrol sulak alanlara girdi mi ki girecek, çok çok uzun süre orada kalacak.

Körfezde etkin akıntılar da var ama yüzeydeki petrol söz konusu olduğunda belirleyici etken rüzgâr. Şu anda hayli kuvvetli esiyor, kıyının az açığında bir buçuk metrelik dalgalar var. Sudaki bariyerlerin parçalanmasına neden oluyor, parçalanmayanları da boğuyor dalgalar.

Yetkililer, en hassas yerlere binlerce metre bariyer döşemekte olduklarını söylüyorlar. Gün için tuttuğumuz fotoğrafçıdan en hassas yumurtlama alanlarından birinin bariyersiz, tamamen korumasız olduğunun haberini aldık. Hem de bir şey arıyor filan bile değildi.

Karidesçiler, balıkçılar, yerli halk, dünya medyası, Greenpeace ve Louisiana ayni dile gelmemiş görüşü paylaşıyorlar: Henüz yeni başladı.