WWF-Türkiye’nin de müdahil olduğu dava sonucunda Danıştay, Küre Dağları Milli Parkı’nı besleyen Devrekani Çayı üzerinde yapılmak istenen Cide HES’in ÇED raporunu iptal etti.
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu 2009 yılında onaylanan Cide HES’e karşı başlatılan mücadele olumlu sonuçlandı. Kastamonu Cide’deki Loç Vadisi halkının mücadelesi sonucunda Danıştay ÇED raporunu iptal etti. WWF-Türkiye, Doğa Derneği ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası’nın da müdahil olduğu davaya itiraz yolları da tamamen kapandı.
Ne olmuştu?
İtirazları ve dava sürecini beklemeyen Orya Enerji, bölgede en az sekiz bin ağaç kesti. Köy merasına şantiye kurmaya çalıştı ve meraya beton döktü. 2011’de Kastamonu Bölge İdare Mahkemesi, ‘geri dönülmesi mümkün olmayan tahribatlar yapıldığı’ gerekçesiyle inşaatın yürütmesini durdurdu. Danıştay’ın bu kararı bozmasıyla HES çalışması yeniden başladı ancak bölgede yaşayanların tekrar iptal davası açması sonucunda, çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahrip edileceği gerekçesiyle Danıştay Cide HES’in ÇED raporunu iptal etti.
Neden önemli?
WWF tarafından Avrupa Ormanları’nın Türkiye’deki dokuz ‘Sıcak Nokta’sından biri kabul edilen Küre Dağları, doğal yapısını günümüze kadar taşıyabilmiş yaşlı ormanları, akarsu ekosistemleri, yaban hayatı ve biyolojik zenginlikleri ile bir doğa harikası. Dünya Koruma İzleme Merkezi (WCMC) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) dünya üzerinde belirlediği ‘Mutlak Korunması Gereken Alanlar’ arasında yer alan proje sahası, aynı zamanda tehlike altındaki ‘Karadeniz Nemli Karstik Orman’ ekosistemlerinin en iyi örneklerinden biri.
Cide regülatörünün sekiz ay boyunca Devrekani Çayı suyunun yüzde 75’inden fazlasını çekeceğini hatırlatan WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, “İptalini istediğimiz ÇED raporunda, bu yüksek miktarda suyun çaydan çekilmesinin ekolojik hayatı nasıl etkileyeceği irdelenmemişti. Öte yandan kesilmesi planlanan 10 bin ağaç Küre Dağları Milli Parkı sınırlarındaydı. Cide HES projesi bütüncül havza planına dâhil edilmemişti. Havza bütünü içinde yer alacak diğer HES projelerinin ve ilave çevresel baskıların etkisi göz ardı edilmişti. Danıştay, bölgedeki ekolojik dengeye büyük zarar verecek HES’le ilgili doğru kararı verdi” dedi.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ise yaptığı açıklamada, “WWF-Türkiye, HES’lerle ilgili yanlış kanıları ve oluşan karmaşayı ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Hidroelektrik santrallerin yenilenebilir enerji kaynağı olması, yapım ve işletim süreçlerinin insan ve doğa üzerinde olumsuz etkileri olmadığı anlamına gelmiyor. Hidroelektrik yatırımlarının çevresel ve sosyoekonomik tahribatının boyutu, enerji üretimi faydasının üzerine çıkarsa sürdürülebilirlikten söz etmek mümkün değil. Bu açıdan, iptal kararı bizim için çok sevindirici. Mücadele eden, emek veren herkese teşekkür ediyor, kararın benzer davalar için emsal oluşturmasını umuyorum” dedi.