İki yıldır süren iklim değişikliyle mücadele müzakereleri, Kopenhag’da yetersiz, iddiasız ve yasal bağlayıcılığı bulunmayan bir metinde vücut buldu. Söz konusu metinde, finansal akışlar ve ABD mevzuatı dışında siyasi engellerin hiçbiri aşılamadı. Avrupa Birliği müzakerelerde % 20’lik emisyon azaltım taahhüdü ile kendilerinden beklenen liderliği gösteremedi. Amerika %30 olması gereken emisyon azaltım hedefini 1990 yılı seviyelerine göre % 4 olarak belirledi. Bu taahhütlerle ortaya çıkan metin, küresel ısınmanın 3 derecenin üzerinde sonuçlanacağını ve iklim kirleticisi gelişmiş ülkelerin tarihsel sorumluluğunu yerine getirmekte başarılı olamadığını ortaya koyuyor.
Şubat ayında, gelişmiş ülkelerin açıklayacağı emisyon azaltım hedefleri bu süreci daha gerçekçi bir noktaya taşımak için bir fırsat olarak yorumlanabilir. WWF-Türkiye gezegenin geleceği için gelişmiş ülkelerin emisyon azaltım hedeflerini %40 olarak belirlemek zorunda olduklarını hatırlatıyor. WWF-Türkiye; 2010 Aralık ayında Meksika’da gerçekleştirilecek 16. Taraflar Toplantısı öncesindeki sürecin, metnin boşluklarının doldurulması, detaylar konusunda uzlaşmaya varılması açısından son derece önemli olduğunu belirtiyor.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “İklim Değişikliğiyle mücadele; liderlerin siyasi manevralarını beklemeyecek kadar acil bir konudur, işin kilit noktası siyasi iradenin ortaya konmasıdır. Gelişmiş ülkeler emisyon azaltım hedeflerini 1990 seviyesine göre %40 olarak belirlemezlerse, 2010 Meksika 16. Taraflar Toplantısı’nda, dünya liderlerini daha zorlu kararlar bekliyor,” dedi.
WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem “Metinde, bilimsel otoritelerce emisyon artışında son yıl olarak belirlenen 2017 yılı yerine ‘en kısa zamanda ibaresi’ nin yer alması, sözleşmesinin kararlılıktan ne kadar uzak olduğunun bir kanıtıdır. Tüm dünyanın, iddialı, adil ve yasal bağlayıcılığı bulunan bir anlaşma beklediği Kopenhag’dan çıkan metin büyük hayal kırıklığı yarattı,” dedi.