Yola çıkmadan önce neler düşünürsünüz? Ben sabit duruşlu olanlardan yola zor çıkanlardanım. Böyle bir dergide yazıyor olduğuma bakmayın ama benim pek de gezi sever olduğum söylenemez. Gezerim gezmesine de siz gelin birde bana sorun, nasıl zor oluyor yola çıkmak.
Yazı: Sevengül Sönmez
Çıkınca da -çıkmayı başarabilirsem- bitiyor sıkıntılarım ve artık kuşlar kadar hür sanıp kendimi, bu kez de eve dönmek istemeyerek, bir o yana bir bu yana dolaşıp duruyorum. Tanzimat’ın büyük yazarı ve Türk Batılılaşmasının önemli mimarlarından olan Ahmed Midhat Efendi’nin Avrupa’da Bir Cevelan (Avrupa’da Bir Gezinti) adlı bir gezi kitabı var. Gelin görün ki, Ahmed Midhat Efendi, kitabı yazdığı sıralarda İstanbul’daymış. Kitapta, gezmediği, görmediği yerleri çeşitli dergiler ve ansiklopediler yardımıyla kaleme almış. Anlattığımın olumsuz görünen bir yanı var, farkındayım; ama söz konusu Ahmed Midhat Efendi gibi, nev-i şahsına münhasır bir kişilik olunca, bu durum olsa olsa eğlenceli olur. Boş bir zamanınızda okuyunuz, insanın hayal gücünün sınırları üzerine düşünürsünüz çokça, öte yandan gerçekten leziz tatlı bir kitap okursunuz.
İstanbul’u en iyi bilenimiz Amerikalı Bir Fizik Profesörü Olabilir mi?
‘İstanbul’u en iyi bilenimiz Amerikalı Bir Fizik Profesörü Olabilir mi?’ ‘Galiba ve maalesef evet!’ 1926 tarihinde doğan John Freely, 1990’lı yıllarda kesin dönüş yaptığı İstanbul hakkında çok sayıda kitap kaleme almıştır. Öyle ki, daha 1972 yılında Redhouse Yayınları tarafından yayımlanan İstanbul’u Gezerken adlı kitapta da imzası vardır. İstanbul’u taş taş, çeşme çeşme tanıyan bir İstanbulog diyebileceğimiz John Freely, yayımladığı gezi kitaplarıyla, Evliya Çelebi’nin tahtına aday olabilecek tek kişi neredeyse.
Beş cilt olarak yayımlanan Türkiye Uygarlıklar Rehberi’nin ilk cildi, İstanbul’a ayrılmış. İkinci cilt, Marmara Etrafında ve Karadeniz Kıyısı başlığını taşırken, üçüncü ciltte Ege Kıyıları anlatılıyor. Dördüncü ciltte, Akdeniz Kıyıları ve beşinci ciltte de Anadolu başlıkları var. Kitabın önsözünde Selçuk Altun’un dediği gibi “Görülerek yazılması gerekenleri, görmeden yazmaz; bir kez gördüğüne, sizi alır götürür ve kırk yıllık arka bahçesini tanıtıyormuşçasına rahat ve yetkin; size sizi anlatır.“ Avrupa’yı hayallerinden yazan, Ahmed Midhat Efendi ile İstanbul’u karış karış gezen John Freely, yan yana gelince, nasıl olur kestiremiyorum ama kitap dediğimiz acayip şeyin sihri burada belki de, isterseniz; ikisini birden okursunuz, hayallerinizin Avrupa’sını ve gözünüzün önündeki İstanbul’u.
Sıcak şehirlerden soğuk sulara…
Hızımızı buradan aldık madem, dünyaya açılan Türkleri anlatmaya devam edeyim:
2004’te yayımlanan, Bir Hayalin Peşinde adlı kitabın alt başlığı oldukça çarpıcı: ‘Yarım Asır Evvel Bir Atlantik Serüveni.’ Sadun Boro, bu kitapta, kapaktaki gençlik fotoğrafından da anlayacağınız üzere, 24 Temmuz 1952’de İngiltere’nin Portsmouth Limanı’ndan ‘Ling’ adlı bir tekneyle başladığı Atlantik yolculuğunu anlatıyor. Pek çok ayrıntıya yer vererek, bir yelkenlide olmanın bütün zorluklarını dile getirerek… Hiç yüksünmeden, gocunmadan yapması gerekenleri anlattığı; ama gördüğü güzellikleri bizden hiç sakınmadan kaleme aldığı bu kitap, insanın istemesi halinde neler yapacağının göstergesi olarak da okunabilir. Sadun Boro’nun diğer kitapları da yelkenlisi ile yaptığı gezileri anlatıyor, bu kitabı severseniz, okuyacak daha çok kitap bulacaksınız, yazarın kaleminden dökülen.
Bu aylık da bu kadar, İstanbul’u gezip yelkenliyle şöyle bir Atlantik turu yaptırmak istedim size, bakalım bir dahaki ay nerede konaklayacağız? Yolda olun, gezmeye devam edin, gezerken yanınızda bir kitap bulundurmayı unutmayın.
Bakarsınız sizde Evliya Çelebi gibi ‘Şefaat Ya Resullah!’ diyeceğinize, ‘Seyahat Ya Resullah!’ deyip yollara düşersiniz.
Sırtçantam 2. sayı, Şubat 2005