KELEBEKLER VADİSİ’NDEN MERHABA

Bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi ne kadar sürüyor acaba? Bu vadide kaç çeşit kelebek var acaba? Bir yıldır Kelebekler Vadisi’ndeyim, ne zaman yeterince öğreneceğim acaba? Ben dönüşümümü ne zaman tamamlayıp özgürce kanatlanabileceğim acaba? Sürekli değişiyoruz, dönüşüyoruz da bunun ne kadarı pozitife, iyiye, ne kadarı tam tersi yönde acaba? Bu dünya üzerinde insanın ayak basıp ta cehenneme çevirmediği herhangi bir cennet parçası kaldı mı acaba? Şuan ki duygu yoğunluğum bu güncenin gidişatını ne yönde etkileyecek acaba?

Sevgilim beni terk etti, öylece bırakıp gitti… Uçtu, kelebek oldu, artık özgür.

Özgürlük nereye kadar?

Özgürlüğün sınırı var mıdır?

Gerçekten tam özgürlük diye bir şey var mıdır?

Belki de hala burada olmamın sebebi bu sınırları anlamak, bilmek, fark etmek.

Herkesin özgürlüğü bir diğerininkinin başladığı yerde biter diye öğrettiler bize yıllarca. Ya onlar yanlış öğretti, ya biz yanlış anlamışız ve yanlış yaşamışız yıllarca.

Mevsimler değişti. Uzun, soğuk kış geçti, deniz ısındı bile.

Doğa değişti, yağmurlar geçti, kayısılar oldu…

Şelalenin suyu azaldı, dere kısa süre içinde kurur sanırım…

Tırtıllar kelebek oldu bile, dahası da olacak.

Doğada değişim süresi en belirsiz olan canlı insan!

3 sene kadar önce ilk kez Hindistan a gidip aynı mekânda 5 ay takılıp kalınca, ‘en güzel seyahat insanın içine doğru yaptığı seyahat’ deyip, Hindistan gezgini arkadaşların eleştirilerine karşı kendimi savunmuştum. Ne kadar da doğru söylemişim. Ancak şimdi şunun da farkındayım, bu mekân – zaman sınırı olmayan uçsuz bucaksız bir seyahat.

Hala eleştiriliyorum arkadaşlarım ve ailem tarafından. Bir senedir Kelebekler Vadisi’nde gönüllü usulü temel ihtiyaçlarım karşılanarak yaşıyorum. Bunun için şehirden, kariyerden, para kazanma olasılıklarından, teknolojiden, modern dünyanın bana sunduğu her şeyden vazgeçtiğim için.

Peki, bu hayatta ki amacımız nedir ki? Bütün bu vazgeçtiklerim mi? Farklı bir boyutta düşününce modern dünyanın tüm vaat ettikleri anlamını yitirmiyor mu zaten? Oysa burada yaşadığım deneyimin ruhun ve bilincin pek çok farklı boyutunda anlamı çok derin…

Gezginlerin uğrak yeri Kelebekler Vadisi’nde içime yaptığım seyahat yoğun sorgulamalarla sürüyor. Ama kozam gittikçe kapanıyor. Kelebek olup bu vadiden uçma zamanı da geliyor. Deneyimlerin anlamı onları faydalı ve doğru bir şekilde kullanmaya başlayınca ortaya çıkıyor.

Deneyimlerimi ve içimde ki seyahati sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Yoksa anlamını yitirecek bir süre sonra çünkü değişimin sonu yok.

Bir yıldır Kelebekler Vadisi’ndeyim, yeryüzünde ki cennet!

‘Cennet de cehennem de yeryüzündedir’ ne demekmiş çok iyi anladım. Hatta aynı mekânda ikisini birden yaşamak mümkün. Önemli olan nereye baktığın. İçeride ki cennetse kalıcı ve hiç değişmez. Yeter ki ona bakmayı unutma.

Sevgiyle…

Metin: İklim Hoş, fotoğraf: İsmail Şahinbaş

03.12.2010