2002 yılından beri Likya kıyılarında çalışmalarına devam eden WWF-Türkiye, araştırmaları sonucu denizel biyolojik çeşitliliği en zengin alanlardan biri olduğunu ortaya çıkardığı Kaş – Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesinde yürüttüğü projeyi tamamlıyor.
2002 yılından beri Likya kıyılarında çalışmalarına devam eden WWF-Türkiye, araştırmaları sonucu denizel biyolojik çeşitliliği en zengin alanlardan biri olduğunu ortaya çıkardığı Kaş – Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesinde yürüttüğü projeyi tamamlıyor.
Kaş – Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde 2002 yılından beri yapılan bilimsel çalışmalar özellikle orfoz, lâhos, fangri türleri üzerindeki aşırı baskı sonucu balık popülâsyonlarında azalma olduğunu ortaya koydu. Aşırı avlanma ve doğal yaşam alanı kaybı bu türler üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. WWF-Türkiye’nin, proje kapsamında bu türleri koruma altına alabilmek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na önerdiği balıkçılığa kapalı alanlar kabul edildi ve söz konusu karar 18 Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Su Ürünleri Tebliği’nde yer aldı.
Denizlerin akciğerleri olan ve birçok canlı türünün yumurta ve larva dönemlerini geçirdikleri deniz çayırları ise tehlike altındaki başka bir tür. Özellikle tekne demirleme, çevre kirliliği ve kıyı yapısının değiştirilmesi gibi insan etkileri, türün yarattığı doğal yaşam ortamları üzerindeki en büyük tehdidi oluşturuyor. Proje kapsamında yapılan araştırmalarla bölgede 160 adet şamandıraya ihtiyaç olduğu saptandı, pilot uygulama olarak 5 noktaya yerleştirilen şamandıralar, sistemin önemini ve işlevini göstermek adına önemli görev gördü. Ancak çok daha fazla sayıda şamandıraya ihtiyaç duyulan bölgede projenin devamı için fon arayışları devam ediyor.
WWF-Türkiye yerel ve ulusal düzeydeki işbirlikleriyle bu yok oluş sürecine dur demeyi amaçlıyor. Bu sürecin en önemli aracı olan yasalarla yönetilen Deniz Koruma Alanları, biyolojik çeşitliliği ve ekosistemi korurken, kültürel mirasın muhafaza edilmesine ve artan balık stokları ile yerel ekonominin de gelişmesine katkı sağlıyor.
WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem “Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi Denizel Yönetim Planı’nı hazırlayarak etkin yönetilen bir Deniz Koruma Alanı oluşturmayı amaçladık. Nesli tehlike altındaki orfoz, lâhos, deniz çayırı gibi türlerin korunması için Deniz Koruma Alanları çok önemli bir araç. Bu alanların da iyi yönetilebilmesi için bir yerel idari birime ihtiyaç var. WWF-Türkiye olarak bölgedeki varlığımız devam edecek ve etkin bir koruma mekanizmasının oluşturulmasına katkıda bulunmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “Kaş’ta yürüttüğümüz projemizin artık sonlarına yaklaşıyoruz. Yerel paydaşlarla yaptığımız çalışmalar olmasa çabalarımız karşılık bulamazdı. İşbirliğine her zaman devam edeceğiz. Bu olumlu gelişmeler sayesinde bölgede sürdürülebilir balıkçılık ve turizm faaliyetlerinde önemli bir adım atılacağına inanıyoruz. Bu sayede Kaş-Kekova Deniz Koruma Alanı’nın, Akdeniz’in biyolojik çeşitliliğinin devam etmesine katkı sağlayan önemli alanlardan biri olmasını hedefliyoruz” dedi.