KARS’TA KIŞ

Devasa bir kuşun kanadındayım yine, kanat çırpıyorum canım ülkemin doğusuna; Kars’a. Yine içimde farklı bir heyecan, merak… Tarihini, coğrafyasını, ozanlarını okuruz, duyarız hep bir yerlerde. Ancak gezdikten sonra hissedilen hep hatırlanır. Tek yürek yola çıkıp, onlarca gezgin kardeşle yuvaya yeniden dönmek ayrı bir güzellik…

Gezginler pozitiftir, öğrenmeye, görmeye doymazlar, küçük sıkıntılar büyümez, yormaz onları… Gönül zenginliği ve olgunluğu vardır gülen koca gözlerinde.

Kars, büyülü şehir…

Kol kola girmiş yaşlanmış, kolu kanadı kırık saraylar, kilise-camiler, köprüler…

Karlar altında saklanmaya çalışır gibiler,

Biraz uzak sınırlarda Ani…

Zamanda yolcuyum şimdi,

Agoradayım, kimi pazarlık yapıyor kimi ibadet için koşturmaca da.

Kadınlar, çocuklar güleç gözlerle izliyorlar, hissediyorum…

Çıldır… Göl… Buzlar ülkesindeyiz, atlı kızaklarla yol alıyoruz sonsuz beyaza…

Ve çağırdı bizi yeniden, şehrin kalbinde Ruslardan kalan emektar güzelim binalar.

Tümünü ilk yapıldığı yıllardaki gibi hayal ettim, canlandılar yeniden, kanat çırpan kuğu misali attılar kar örtüsünü üstlerinden.

Üniversiteden gençlerin gitar dinletisine, şarap-peynir ve dostluk ve hüzün ve kahkahalarla konuk oluyorduk karlar altında bir gecede.

Ve şükür, binlerce şükür kirpiklerimdeki kar tanelerine ve ateş başında uçurduğumuz dilek balonlarına…

Çok kez kaçıştır her şeyden, bazen varıştır kendime her gezi, bazen de her ikisi…

Bumerang misali…

Metin: Deniz Can, fotoğraflar: Erol Şahin

15.02.2016