Harmanlı, Haskovo derken Plovdiv’e kadar geliyorum. Dediğim gibi buralar hep Türk, çok Türk, biraz Bulgar…
Plovdiv’i yolda denk geldiğim insanlar çok övüyor. Merak ediyorum haliyle. Ama şehre girişimle hayal kırıklığı yaşıyorum. Sofya’yı görmek istiyorum. Ama nereden baksan 170 km var. Hemen tren istasyonunu soruşturuyorum. Biletimi alıyorum 11 levaya (Bulgar parası).
Hadi canım sende! Hani bisiklet turuydu bu, diyenleri duyar gibiyim. Üzgünüm, keyfinize göre davranamadığım için. Ben hikâyemi yaşamaya çıktım yola, hikâyenizi değil. Keyfimin istediği gibi de yaşıyorum bunu. Şşt, tren geliyor.
Hıp hızlı bir tren beklerken kara tren yaklaşıyor, gümbür gümbür. Muhtemelen komünizm döneminden kalma. Buralar sanırım hala sermayesini yiyor o devrin. Üç saatlik takır tukurdan sonra iniyorum. İnmemle şok geçirmem bir oluyor.
İstanbul – Paris Bisiklet Turu (17 Ağustos – 09 Ekim 2013)
Can Beydoğan