Sumatra kaplanı keskin bakışları ve hızlı koşmasını sağlayan güçlü pençeleriyle, vahşi ormanlarda her zaman hayatta kalmayı başarmıştır. Fakat şimdilerde, türü tehlike altında… Çünkü yaşadığı ormanlar her geçen gün biraz daha zarar görüyor, cansızlaştırılıyor.
Sumatra kaplanının nasıl bir canlı olduğunu bilir misiniz? Asaletiyle diğer bütün canlılardan ayrılır. Endonezya kültüründe zenginliğin sembolüdür ve esin kaynağıdır.
Vahşi yaşamda sadece 400 civarında Sumatra kaplanı kaldı. Temmuz ayında, bacağını kapana kıstırdıktan bir süre sonra hayatını kaybeden kaplanı hatırlıyor musunuz? Kim bilir daha kaç tanesi bu şekilde acı çekiyor veya ölüyor; bundan haberimiz bile yok… Kaplanların hayatlarını kaybetmelerinin nedenini biliyor musunuz? Size söyleyelim; sermaye ürünlerinin ucuz ambalajlanması için ormanlardaki ağaçlar seri halde yerlerinden sökülüyor. Ağaçsızlaşan ormanlar, kaplanlar için zorlu bir yaşam alanı haline dönüşüyor. Bunu okuduğunuzda, siz de içinizde, insan olmanın dayanılmazlığını hissetmiyor musunuz?
Yanlışın her zaman düzeltilebileceğini biliyoruz. İşte bu da insan olmanın hafifliği… Şimdi size yaptığımız bir eylemden bahsedelim. Beş kişi kaplan kılığında Sumatra’ya varmak üzere yola çıktık. Endonezya hükümetini harekete geçirmek için, olanları belgelemeyi amaçlıyorduk. Dün Jumrah Köyü’nde, bereket duasına katıldık. Yerel halkın lideri seremoniyi gerçekleştirdi. Ormanların bereketi ve kaplanların korunması için dualar edildi. Orada olmanızı isterdik. İnsanların doğalarına bağlılıkları görmeye değerdi.
Biz bunlara şahit olduk; sizin de yolculuğumuza katılmanızı istiyoruz. Sumatra kaplanlarının Endonezya kültürü için değerinden bahsetmiştik. Aslında hepimiz bütünün bir parçasıyız… Bu eşsiz canlıların ve gezegenin nefesi ormanların korunması için birlikte harekete geçelim.
Sumatra kaplanının evinde, ormanında, her gün ağaçlar kesiliyor. Tahrip edilen her bölge, kaplanı doğal yaşam alanından zorla uzaklaştırıyor ve yerel halka biraz daha yaklaştırıyor. Bu hem kaplanlar için, hem de halk için tehlikeli… Yanımızdan devamlı kereste dolu kamyonlar geçiyor. Bu kadar çok orman, sadece kâğıt ve kâğıt hamuru endüstrisi için nasıl tahrip ediliyor; aklımız almıyor…
Bu yüzden, biz ‘kaplanın gözü’ olurken ve kaplanın Sumatra’daki evinin tahribatına dikkat çekerken, Endonezya Hükümeti’ni de var olan operasyonları gözden geçirmeye ve Endonezya’nın yağmur ormanlarını korumaya çağırıyoruz. Ormancılık endüstrisinin de, operasyonlarında ağaç kesimini en aza ingirdeyecek politikalar için söz vermesini istiyoruz. Çünkü ormanların tahribatı durmazsa, Sumatra kaplanı da, aynı Cava ve Bali kaplanları gibi yok olacak.