Kaçkarlarda Yol Talanına Son Verilsin!

Çamlıhemşin’e bağlı Pokut ve Hazindak yaylaları arasında yapımı tamamlanan araç yolu, bölgenin en önemli doğal yaşam alanlarından biri olan, yaşlı orman alanlarını da tehdit ediyor. Yol güzergâhlarından bir kısmı milli park, bir kısmı da birinci derece sit alanı içinde kalıyor. Yapılan yol, % 70 eğimli bir arazide ve Fırtına Vadisi ekosistemi içinde, hiçbir bozulmaya maruz kalmamış. Kadim zamanlardan beri varlığını sürdüren doğal yaşlı ormanlar, orman gülleri ve yine kadim zamandan beri kullanılan; Fırtına Vadisi’nin tarihi kadar eski tarihi patika yol güzergâhını takip ederek, kimi yerlerde yol ile çakışarak, kimi yerlerde yolu bozarak geçirildi.

Seçilen yol tam olarak Fırtına ekosistemini karakterize eden bir güzergâhtan geçti. Hem de yöre sakinlerinin çok değer verdiği açıklanan patika yolu fiilen bozması ya da bu yola paralel gittiği diğer alanlarda bu yolun sessiz ve sihirli güzelliğini bozması tepki topladı. Hatta dava konusu oldu ama ne yazık ki yol tüm çabalara rağmen durdurulamadı. Yörede, Sal, Pokut, Hazindak, Samistal yaylalarını kapsayan alan 1998’de sit alanı ilan edildi. 2006’ya kadar koruma amaçlı imar planı yapılmamış olduğundan yasanın açık hükmü gereği kurulun sit alanlarına müdahale etme anlamına gelen ekli bu kararı bu sebeple de yasaya aykırı. Kurulun dava konusu kararı koruma açmalı imar planı olamadan verilmiş bir karardır ve esasen yok hükmündedir.

Bu yolla ilgili tartışmalar sürerken önümüzdeki yıl da aynı yolun, bu kez Doğu Karadeniz’in 100 yıllık kesme taş evleriyle ünlü en yüksek yaylası Samistal’a ve oradan da Kaçkarlar’a kuzeyden çıkış noktası Yukarı Kavrun Yaylası’na devam ettirilmek istendiğini ve bunun da programa alındığını öğrendik. Hatta yöreden bazı kişilerin mevcut güzergâhın en önemli havzalarından Palovit Vadisi’ne de yol yapma girişimine kalkıştığını öğrenip üzüldük. Bu girişimde bulunan yöre sakinlerine, bu yolu talep ederken kararlarını bir daha gözden geçirmelerini diliyoruz. Bu kadarla da kalmıyor, yöre ne kadar yol gitmemiş yayla varsa hepsine yol götürülmeye çalışılıyor ki her yer birbirine bağlansın. Samistal, Karmik, Hacivanak, Kotençur gibi yerleşkeler bu programlarla diğer yaylalarla bağlanacak.

Korunması gereken 100 ormandan biri

Fırtına Vadisi, Fırtına Deresi’nin, Karadeniz kıyı çizgisinden başlayıp iç kısımlara doğru birden çok kola ayrılarak ( Durak, Hemşin, Hala, Palovit, Elevit ve Tunca dereleri) Kaçkar Dağları’nın kuzey yamaçlarına kadar uzanmasıyla oluşuyor. WWF’e göre bölgede, alüviyal akarsu ormanları ( kızılağaç ), geniş yapraklı ılıman ormanlar (doğu kayını), iğne yapraklı doğu ladini ormanları, yapraklı ve karışık ormanlar, geniş Alpin çayırlıklar ve kayalık habitatlar, nadir şimşir ormanları gibi Doğu Karadeniz’e özgü bütün habitatları burada bulmak mümkün.

Bu değerlerinden ötürü, Fırtına Vadisi ormanları, WWF ( Dünya Doğayı Koruma Vakfı ) tarafından Avrupa’da acil korunması gereken 100 ormandan biri olarak ilan edilmiş. Fırtına Vadisi ayrıca, Kaçkar Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki, 136 kuş, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116 endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Fırtına, Hemşin ve Çağlayan dereleri, her yıl Karadeniz’den iç kısımlara göç ederek yumurtadan çıktıkları yere yumurtlayan denizalalarının da yuvası. Fırtına ve Palovit vadileri, içerdikleri doğal yaşlı ormanlarla, hem bölgenin, hem de ülkenin en bozulmamış birkaç orman ekosistemi arasında değerlendiriliyor.

Tek vahşi yaşam alanı

Bölge, bitki çeşitliliğinin yanı sıra barındırdığı hayvan türleriyle de doğa koruma açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’de en yoğun bozayı popülasyonun bulunduğu bölgelerden biri olanda alanda, yaban domuzu, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, kurt, tilki, çakal, yaban kedisi, vaşak, karaca ve porsuk en önemli türlerdendir. Kaçkarlar’da yapılan helisky faaliyetlerinin çıkardığı gürültüden ürken hayvanların, daha bakir olan bu alana sığınmaları da vahşi yaşamın korunması açısından bu bölgeye dokunulmamasını gerektiriyor.

Konu ile ilgili olarak, Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi’nden Yaban Hayatı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Biyolog Şakir Önder Özkurt şunları söylüyor: “Kaçkar Dağları yaban hayatının gösterge organizmaları Çengel boynuzlu dağ keçisi, karaca, yaban koyunu, ayı, kurt ve geyik gibi büyük memeli hayvanların düzenli olarak yaşadıkları bir alandır. Kış sonu ilkbahar başı bu hayvanların üreme periyodudur. Yaban hayvanları milyonlarca yıllık edinimleri dışında yaşam alanlarında meydana gelen değişikliklere tepki verirler. Bunların başında da doğalarında olmayan yapay ışık ve gürültü gelir ve bunları kendilerine karşı tehdit olarak algılarlar. Bu yapay etkilere karşın yaban hayvanlarının verebileceği tepkiler; habitatlarını terk etmek, yavru düşürmek, doğmuş yavrularını beslememek, gebeliklerini geciktirmek olabilir. Bu tehditlerin sürekli olması durumunda yaban hayvanları çoğunlukla bu habitatları terk eder.”

Bu verilerden dolayı dünya özeli bir ekosistem olduğu için Kaçkar Dağları’nın Milli Park ilan〠浣〠瑰㸢ﱂﱴﱧ潤慬琿洿欠棢攠政汫ⱥ欠棢㬲6tContentID

￰tCategoryID 
￰ClassID￶￿㿿Priority
￰Header￶￿㿿Spot￶￿㿿SpotImage ￶￿㿿SpotFlash ￶￿㿿SpotVideo ￶￿㿿SpotMusic ￶￿㿿Content￶￿㿿MemberOnly
￱Labels￶￿㿿PostFile￶￿㿿PostTarget
￶￿㿿CreateDate edildiğini hatırlatan Özkurt, “ Henüz sürdürülebilir yaşam ilkelerine dayalı planlaması yapılmamış bu alanda yapılacak her türlü faaliyet yaban hayatını etkileyecektir. Bu etkiyi minimize edebilmek için faaliyete rehberlik eden kişilerin alan ve alan yaban hayatı konusunda ehliyetli olması gerekmektedir” diyor.

“Yol yapılırsa vadi biter”


Neyse ki yöre insanlarından Palovit Vadisi’nde yol yapılmasına karşı çıkanlar da var. Derelerin Kardeşliği Platformu, Fırtına Vadisi sözcüsü Selçuk Güney, “ Hazindak yolu yapıldıktan sonra bu yol gündeme alındı. Yolun kısalması, balcılık, turizm gibi gerekçeler öne sürüldü. Valilikle görüştük. Böyle bir yolun programda olmadığını ancak orman işletmesinin böyle bir programı olabileceğini açıkladılar” diyor. Fırtına Vadisi’nde santral yapılmak istendiğinde en ön saflarda yer alan, “ Vatandaş Mustafa” namıyla maruf Mustafa Orhan da endişeli: “ Bu yörenin her şeyini kaybettik. Deresini bile tam olarak kurtaramadık. Yaylalara, Palovit Vadisi’ni üzerinden yol yapılmış zaten. Bu vadide yetişen bütün tabii nebatat çok önemli. Endişemiz oraya yol geldiği zaman Fırtına vadisinin tümü zarar görür. Kontrol edilmeyecek bir alan olacak. Palovit Vadisi’ne heyet gönderilsin. Buradaki yaban hayatının canlı tutulması lazım.”

Vadi bütünüyle korunmalı

Fırtına Vadisi, başta hidroelektrik santraller olmak üzere, yol inşaatları, turizm ve çarpık yapılaşma, kışın yapılan helisky faaliyetleri, taş ocaklarının tehdidi altında. Bir de bunlara yaylaların birbirine bağlanması projeleri eklenince kirlenme kaçınılmaz oluyor. Fırtına Vadisi boyunca yer alan şimşir ormanları, yasa dışı kesimler nedeniyle azalıyor. Bu nedenlerle hem yol isteyen yöre sakinlerinin hem de yaylaları birbirine bağlayıp 4X4 safari turizmi yapmak isteyen ilgili bakanlıkların, nasıl alanlara bu kötülüğü yapacaklarını görmeleri gerekiyor. İş işten geçmeden!

Uğur Biryol / 31.Sayı