2012 Dünya Çocuk Tiyatrosu Günü Bildirisini bu yıl oyun yazarı, dramaturg, Yönetmen Haluk Işık yazdı. İşte o bildiri:
– Hiç olmazsa sanat yalan söylememeli çocuklara.
– Hiç olmazsa sanat sömürmemeli.
– Tecavüz etmemeli, yakmamalı, sürmemeli, aşağılamamalı.
– Utandırmamalı, umarsız ve umutsuz bırakmamalı.
– Bir damlada okyanusları, bir yaprakta ormanı, bir çakıltaşında dünyayı sevdirmeli.
– Kaldıramayacağı yüklerin altına sokmamalı.
– Masal da anlatmalı, ama masalın gerçeğe yolculuk olduğunu bilmeli.
– Gerçeğin sokakta olduğunu bilmeli, sokağa çıkarmalı, çıkmaya yüreklendirmeli.
– Hiç olmazsa sanat özen göstermeli çocuklara.
– Bunun için, önce kendine özen göstermeli, titizlenmeli.
– Bin düşünüp bir söylemeli, eylemeli ve öyle çıkmalı çocuğun karşısına.
– Oyun çocuk için, yalnızca oyun değildir, yaşamın ta kendisidir.
– Bir düş kırıklığı, bir çocuktan bir yaralı insan çıkarabilir, unutmamalı.
– Yeterince kötülük, kabalık ve saygısızlık var zaten,
– Yeterince şiddet, kıyım, acı ve açgözlülük ve düşmanlık var ne yazık ki,
– Sanat da onların bir parçası olursa, ne yaparız?
– Sanat, çocuk adına ve çocuklar için direnmeli ve yalnızca keyif kalmalı çocuğa.
– Ayrımcılığı, ötekileştirmeyi, vandallığı, kabalığı, cehaleti, ilkelliği yok etmek için,
Sanat kendini tüketmeyi göze almalı; her tükenme bir insan, her insan geleceğin dünyasını yaratır. İşte asıl bunu hiç unutmamalı. Sanat, tükenirken çoğalmadır, başka bir şey değil. Çocuklar için tükenmek ise olağanüstü bir serüvendir, Anımsamalı, anımsatmalı.
Sonra başa dönüp, kendine sormalı, ‘Bütün bunlara yakışıp, onlara yakışan biçimde ne yaptım, yapıyorum ve yapacağım?’ Bu soruları sormadan çocukların karşısına çıkmak, sanata değil, yaşama ihanettir.
Çocukları yaşamın ve sanatın ihanetlerinden korumak, bugün acil bir görevdir.
Görev başındakilere selam olsun!
Fotoğraf: İsmail Şahinbaş