17 gündür süren Gezi Parkı protestolarıyla gündeme gelen referandum önerisinin olumlu bir gelişme ve kazanım olarak değerlendirilebilmesi için, daha katılımcı bir demokrasinin yolunu açması ve yasal bağlayıcılığının olması gerekiyor.
Bu referandumun dayandırılmaya çalışıldığı Belediyeler Kanunu sadece kamuoyu yoklamasına izin verir, yasal bağlayıcılığı yoktur, referandum değildir. Hükümet halkını dinlemeli ve Türkiye’nin doğasını etkileyecek projelerde kamuoyunun etkin katılımını garanti altına alacak reformları acil olarak gerçekleştirmelidir.
Gezi Parkı’yla sınırlı kalmamalı
Gezi Parkı yerine yapılacak projenin planları gizlilik içinde, kafa karışıklığı ve çelişkilere yol açacak şekilde gerçekleştirildi. Referandum sadece Gezi Parkı ile sınırlı kalmamalı. Çevresel konularda referanduma giden yolların yasal çerçevesi oluşturulmalı, çevreyi etkileyen diğer projelerde de tam bir şeffaflıkla halkın katılımının sağlanması, çevresel etki değerlendirmesi süreçlerinin doğru işlemesi ve alternatif planların değerlendirilmesinin önü açılmalıdır.
Türkiye’nin doğasını etkileyecek projelerde halkın katılımını garanti altına almak için, Hükümet’i aşağıdaki konularda adım atmaya çağırıyoruz:
– Türkiye Aarhus Anlaşması’na taraf olmalıdır. Bu anlaşma, çevresel konularda halkın doğru bilgilendirilmesi, kararlara etkin olarak katılımı ve yargıya başvurma hakkını güvence altına almaktadır.
– Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı yeniden gözden geçirilmeli. Tasarı şu anki haliyle, Türkiye’nin % 5’inden daha azını kapsayan koruma alanlarını tehdit ediyor. Ayrıca, koruma alanlarında yapılacak değişikliklerde şeffaflığı ve halkın katılımını azaltıyor. Kanun tasarısı Meclis’te oylanmadan önce ilgili maddeler değiştirilmelidir.
Barışçıl protesto hakkına saygı duyulmalı
Barışçıl olan protestolara müdahale ve polis şiddeti devam ettiği sürece, herhangi bir referandum için sağlıklı bir ortamdan bahsedemeyiz. Greenpeace, Hükümet’i barışçıl protesto hakkına saygılı olmaya ve Gezi Parkı’nda ve Türkiye’nin diğer şehirlerinde halen devam etmekte olan ve şiddet içermeyen protestolara müdahale etmemeye çağırıyor.
Son 17 günde, dört kişi hayatını kaybetti, binlerce insan yaralandı, hukuka aykırı olarak gözaltına alındı, barışçıl protestolarla ifade özgürlüğünü kullanan insanların bu hakları ihlal edildi ve polis çok şiddetli müdahalelerde bulundu. Bu konuda soruşturma açılması ve ileride bu gibi olayların yaşanmaması için hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması gerekiyor.
Hükümet henüz bağlayıcılığı olan bir referandum konusunda adım atmamış olsa da, 17 gündür protesto hakkını barışçıl bir şekilde kullanan yüz binlerce insan sayesinde bugün Türkiye’de demokratik haklar ve doğanın korunması, Türkiye’nin temel gündemlerinden biri haline geldi. Hükümet’in bunu, halkın karar alma süreçlerine katılacağı bir demokrasi fırsatı olarak görmesi gerekiyor.
Greenpeace