1 Şubat Pazar günü ayrıldım İstanbul’dan. İnternette okuduğum bilgiler dışında hiçbir fikrim olmadan 10 saatlik bir yolculuğun sonunda Gabon’un Libreville Şehri’ne vardım. Gelir gelmez havaalanında yüzüme lazer tabanca kılıklı bir cihaz tuttular, yüzüme bir şey püskürteceğini düşünerek insanların güleceği bir tepki verdim. Ardından öğrendim ki vücut sıcaklığımı algılıyormuş, ebola olup olmadığımı anlamak için.
Üç kere pasaport kontrolünden sonra, havaalanından çıktık. Taksileri dolmuş gibi kullanıyorlar burada. Önce fiyat, sonra gideceğin yeri söylüyorsun. Şoför kabul ederse kornaya basıyor, biniyorsun taksiye. Kabul etmezse açıklama yapmadan basıyor gaza. Neyse ki teklif ettiğimiz fiyatı beğendi ve aldı bizi. Libreville’nin güzel bir bölgesinde kalıyorum Batterie 4 isminde. Yol boyunca sahil şeridinden geldik ki zaten tek yol var; sahildeki yol. Evimizde Libreville’nin zengin bölgesinde. Ohh be dedim tatil burası, hava da süper. Hiç de yazılanlar gibi değilmiş. Bizim bodrum gibi. Ertesi gün nişanlım ile birlikte turlamaya çıktık dışarı. Gabonlu kadınlar bayağı önemsiyor modayı. Kendilerine ait hoş bir tarzları var. Yalnız enteresan olan, yapay saç kullanıyorlar. Başka bir Afrika ülkesinden aldıkları çeşitli peruklar onların vazgeçilmezi. Ama inanın gerçekten ayırt edemezsiniz. Bunun dışında herkes tarafından bilinen örgü saçlar moda burada.
İlk gün etrafı turladıktan sonra, çalışacağım reklam ajansı McCann’a geldik. İnsanlarla tanıştım baya sempatik ve eğlenceli gözüküyorlardı. Bugün ilk günüm olduğunu ve yarın işe başlayabileceğimi söyledim. Ardından sahile gidip Gabon’un yerel birası olan Regab içtik, tadı güzel ve oldukça ucuz. 2 bin CFA ödüyorsun ki 1,5 Euro civarında ediyor. Sinek çok fazla ama aşı olduğum için bu konuda bayağı rahattım.
Afrika hayatı benim için ertesi gün öğlen yemeğiyle başladı. İş arkadaşlarım Senegal yemeği yiyeceklerini ve çok sevdiklerini söylediler. Tamam dedim hadi gidip yiyelim. 30 derece sıcakta açıkta kömürün üzerindeki kazanda üç irice siyah kadın pişiriyor yemeği. Yemeğinizi almak için uzun bir sırada bekliyorsunuz. Tek beyaz bendim, zaten burada Afrikan yemeği seven, kızarmış muza bayılan tek beyaz da benmişim, öyle dediler. Yemeğimi beklerken uçuşan sinekler, kadınların yüzündeki ter ve yemeğimi direk naylon poşete koymaları ile dedim ki tamam Afrika’dayız kanka. Eğer yemek için süpermarketi tercih ederseniz salatalığın tanesine 5 TL ödemeye hazır olarak gelin. Ama derseniz ki ben balık ve ananas ile idare ederim. O zaman hayat güzel ki ben hayatımda böyle lezzetli ananas yemedim. İstanbul’da plastik veriyorlarmış bize ananas diye. Her gün kızarmış muz yiyorum, bizimkinden farklı daha patates kıvamında tatlı bir muz. Kesinlikle tavsiyemdir, favorim.
Burada kadınlar genellikle elbiselerini terziye diktiriyormuş, ben de kendime bir elbise yaptırmak istedim. Her yerde bir çok terzi var, küçücük dükkandan harikalar çıkarıyorlar, inanamazsınız. Bir fotoğraf gösterdim anında model çıkardı hatta küçük bir parça kumaş keserek tasarımın nasıl olacağını gösterdi. Ölçülerimi aldı ve 10 gün sonra provaya gelmemi söyledi. Bunun için toplamda 20 Euro civarında ödedim.
Buradaki en büyük problem su çok pahalı, bu nedenden dolayı maalesef temizlik sıkıntısı var. Bu temizlik beni hasta etmedi, hayatımda yemediğim kadar kirli yerlerden yemek yedim, bir çok sinek tarafından ısırıldım ama hasta olmadım. Bu kirlilik sadece gözünüzü rahatsız edecektir yani korkmanıza gerek yok. Hastalık filan yok burada. Her yerde iguana kılıklı kertenkeleler var, rengarenk ama hiç ev ya da restaurant içerisinde görmedim bu nedenle de korkmayın. En büyük korkum yılandı Libreville’de, ama yok!
Kafamda nasıl bir Afrika hayal ettiysem artık. Geceleri inanılmaz yağmur yağıyor. Biz şimdi Mart ayında, ıslak ay dedikleri periyoda gireceğiz yani daha da çok yağacakmış. Öyle gök gürlüyor ki kasırca çıktı sandım ilk gece. Çatılar filan uçuyor çünkü…
İlk geldiğinizde kendinizi bir elli yıl öncesine gelmiş gibi hissedeceksiniz, ikinci gün gözünüz beyaz insan gördüğü zaman şaşıracak. Hafta içini bu şekilde tamamladık işte. Şimdi hafta sonu ve Afrika’da gece kulübü maceralarım var bir sonraki yazımda. Ayrıca Şubat ayının sonunda Libreville’de evleneceğim…
Şimdilik Gabon’dan Sevgiler,
Yazı ve fotoğraflar: Zeynep Nigar Uslu / Instagram; silvesstia.