Bir kenti en ince detayına kadar gezmek ve fotoğraflamak için adım adım yürüyerek gerektiğine inanmaktayım. İşte bu amaç ile İstanbul Haydarpaşa Garı’ndan Eskişehir Ekspresi ile bir Pazar günü gün doğumunda çıktım yola.
Üç saatlik keyifli bir yolculuk sonrası Eskişehir’e ulaşmıştım. Gardan iner inmez gerçekten de çok kısa bir süreden modernleşen bir kent beni karşılamıştı. Porsuk Çayı üzerinde bulunan demir köprüler bile ayrı bir hava katmış altından geçen küçük tekne ve gondol turları çok keyifli görünüyordu.
Şehrin geçmişten gelen izlerine tanık olmak için restore edilen rengârenk Odunpazarı evleri arasında dolaşmak ve fotoğraf çekmek ise ayrı keyif katıyordu bu seyahate. Eskişehir’in olmazsa olmazlarından Lületaşı atölyelerindeki ustaların hünerli çalışmalarından çıkan hediyeliklerden satın alarak ve öğle yemeğinde çiğ börek ile bir mola verebilirsiniz.
Öğleden sonra ise rotanızı, Büyükşehir Belediyesi’nin şehre kazandırdığı ve içinde göledi, 350 metrelik yüzme parkuru, kum plajı, açık – kapalı yüzme havuzları ve kafeteryaları ile Avrupa’nın en büyük tematik parklarından biri olan ‘Kent Park’ı gezebilirsiniz.
Büyükşehir Belediyesi tarafından Sazova Mevkii’ne yapılan ‘Bilim Kültür ve Sanat Parkı’nı ve içerisindeki gölde bulunan Kristof Kolomb’un Amerika kıtasını keşfettiği zaman kullandığı Santa Maria isimli kalyon tipi geminin bir örneğini, her ne kadar çocuklar için yapılmış olsa da yetişkinlerinde uğrak yerlerinden masal şatosunu gezerek benim gibi seyahatinizi noktalayabilirsiniz.
Metin ve fotoğraflar: Erol Şahin
13.04.2012