Saat sabah 06.30, Haydarpaşa Garı’nda rüzgârın müthiş uğultusu, günün İstanbul için hiç de kolay geçmeyeceğinin habercisi. Birazdan bizi Eskişehir’e götürecek trendeki yerimize koşar adımlarla ilerliyoruz, yolda bizi neyin karşılayacağını bilmeden. Çığlıklar içinde seyrüseferine başlayan trenin garantisinde koltuklarımıza kurulup vaktin geçmesini bekliyoruz taa ki Bozüyük Garı’na kadar.