Eskiden her bir mutfakta ve ocakta kendine yer bulan kahve değirmeleri vardı. Pirinçten yapılmış kehribar rengindeki bu silindir şeklindeki aletler, el yordamıyla tane kahveleri öğütmeye yarardı.
Şimdilerde ise her bir köşeyi çok işlevli kahve makineleri sardı ve eskilerin kahve değirmenleri de ya antikacılarda ya da mutfakların arka raflarında kaldı.
Oysa hangi makine pirinçten yapılmış o küçük kahve değirmenleri sayesinde el emeğiyle öğütülen, enfes kokusuyla kendine davet eden taze öğütülmüş kahvelerin yerini tutabilir?
Eskilerce hatırlanmalı ve şimdiki kuşakça da bilinmeli ki; kahve değirmeni bir el emeği kültürüdür… Çünkü salt tek bir tuşa basarak değil, emek ile yoğrularak elde edilir öğütülmüş değirmen kahveleri…
O yüzden hiçbir çok işlevli makine, kahve değirmenlerinin samimi ve sıcak ruhunu taşıyamaz bir türlü…
Zira bir makine kahveye ruhunu katabilir mi, o kahve için el emeği veren insan gibi?