Uzmanlar, 1998 – 2012 arasındaki ilerleme raporlarından yola çıkarak Türkiye’nin çevre mevzuatının AB çevre mevzuatı ile uyumlaştırılmasını değerlendirdi.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nden araştırma görevlisi Dr. Barış Gençer Baykan, 1998 – 2012 arasındaki ilerleme raporlarından yola çıkarak Türkiye’nin çevre mevzuatının AB çevre mevzuatı ile uyumlaştırılmasını değerlendirdi.
Baykan, 1998’de yayınlanan ilk raporda Türkiye’nin çevre mevzuatının, standartlar, izleme gerekleri ve ölçüm yöntemleri bakımından, Avrupa Birliği’nin çevre mevzuatından çok farklı olduğuna ve Türkiye’de çevre koruma düzeyinin arzu edilenin uzağında yer aldığının tespitleriyle birlikte açıklandığına dikkat çekti.
Komisyon bu tarihte Türkiye’ye çevreyle ilgili yasaların AB’ye yakınlaştırılması ve bunun için ulusal bir plan hazırlanmasını öneriyor. Çevre konusundaki çabalar Türkiye’nin AB’ye uyum için diğer alanlarda gösterdiği çabalar ile paralellik gösteriyor ve 2002’den sonra reformlar her ne kadar sınırlı da olsa hız kazanıyor.
Reformlar arasında Türkiye’nin 2003’te Nesli Tehlikede Olan Yabani Flora ve Faunanın Uluslararası Ticareti (CITES) Sözleşmesi’ni kabulü, Avrupa Peyzaj Sözleşmesinin onaylanması, Kartagena Biyogüvenlik Protokolü’nün imzalanmasını, kimyasallar alanındaki Montreal Protokolü ve 2004’te BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin onayı izliyor.
2009’da Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü geç kalsa da imzalamasıyla birlikte Aralık 2009’da açılan AB Çevre Faslı ise o tarihten beri ilerlemiyor, olduğu yerde sayıyor. İlerleme raporlarında ise özellikle enerji altyapı projelerinin çevresel sürdürülebilirliğe olumsuz etkileri sürekli konu oluyor.