Aslında Türklerle bağlantısı olmayan kahve ile 1500’lü yıllarda öyle sevişmişiz ki; “Türk Kahvesi” olarak sevdirmişiz ve tattırmışız. Aslında her şey, “Kaldı” adında Habeş bir sığırtmacın IX. Yüzyılda keçilerinin bir meyveyi yedikten sonra hareketlenmeye başladığını fark etmesi ile başlar.
Tüm kıtalar arasında en sancılı geçmişe sahip olan Afrika, önceleri dünyanın en büyük esir pazarı oldu. Bize demokrasi dersi veren, Fransa, Hollanda, Belçika, İngiltere, Portekiz, Almanya, İspanyollar hatta Araplar esir ticaretini ellerinde tutmak için birbirleri ile savaştılar, anne, baba, kardeş, akrabalar birbirinden koparılıp sahildeki bu amaçla kurulan kalelerden yenidünyalara gönderildi. Sömürgecilikle de varlıklarının özü olan kültürleri, kimlikleri, onurları ve lisanları ellerinden alındı.
Konferanslarımda amaç "+1" yani her toplantıda toplumsal sorumluluk adına "bir kişi" kazanmak, Bir dünya rekoru olarak kabul edilen 45 ülkede, 81 ilimizde ve yüzlerce ilçede konferans verdim. Başarılıyım, tecrübeliyim. Hem gülerler, hem şaşırırlar, hem üzülürler, konferans sonrasında birkaç kişi toplumsal sorumluluklarını anlayarak farklı düşünüp, çevresindekileri bunları anlatırsa, hepimiz kazanırız, çağırın konferans vermeye gelirim, işte şu andaki program bu şekilde
Efendim, insanlar farklı sebeplerle yola düşer. Bazısı zorunlu, bazısı hevessiz, bazısı ise nereye gittiğini bile bilmeden. İşte bu gezileri gruplara ayırdım.
‘Gezme’ görmektir, anlamaktır, bilinmeyene yolculuktur, yeniden doğmak, nefes almaktır. ‘Gezme’ coşkudur, bir yaşam biçimidir, bir çağrıdır, özgürlüğe bir davettir.
Gündemde olan ve yeşil alan olarak korunması için büyük mücadele verdiğim "Selenium Panaroma" beton yığının dikildiği arsa ile ilgili bir açıklama yapmak istiyorum.