Dünya liderlerinin Kopenhag’daki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda sürdürdüğü tartışmaların somut sonuçlara varmasının öneminin vurgulandığı Bursa Yuvarlak Masa Toplantısı’nda, sanayi ve çevrenin birbirine düşman olarak görüldüğü dönemin kapanmasının şart olduğu belirtildi. İklim değişikliğiyle mücadelede, özellikle teknolojideki yeniliklerin ve iklimle dost sanayiye yapılacak yatırımların gezegeni kurtaracak hamleler olduğunun altı çizildi.
Doğal kaynaklarıyla eşsiz bir coğrafya üzerine kurulu olan Bursa’nın içinde bulunduğu çarpık kentleşme ve yapılaşma sürecinin geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurduğu katılımcılar tarafından dile getirildi. Bununla birlikte, umutsuzuğa kapılmak yerine planlı çalışarak ve kurumlar arasında koordinasyon sağlayarak önlemler alınmasıyla Bursa’nın “yeşil” unvanını yeniden hak edebileceği belirtildi. Ülkemizde iller bazında yenilenebilir enerji potansiyeli atlaslarının oluşturulmasının Bursa’da sanayicinin yenilenebilir enerjiye yönelik adımlarını şekillendirmesine yardımcı olacağı vurgulandı. Toplantıda ayrıca, sanayicinin çevrenin para götüren değil, kazanç getiren bir çalışma alanına dönüştüğünün artık farkında olduğu ve bunun umut verici bir gelişme olduğu belirtildi.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “Sera gazı emisyonlarının oluşmasında tarihsel sorumluluğu olan sanayileşmiş ülkeler, bu konuda tamamen masum ancak mağdur durumda bulunan gelişmekte olan ülkelerin düşük karbon ekonomisine geçişini desteklemeli. Bursa gibi ülke ekonomisinde önemli yeri olan ve güneş, rüzgar, jeotermal gibi sürüdürülebilir enerji kaynaklarına sahip kentlerimizdeki sanayi ve ticaret faaliyetlerinin ve ilgili yatırımların iklimle dost olması ve desteklenmesi de bu kapsamda ele alınmalı,” dedi.
“Sera gazı emisyonlarıyla ilgili kanun ve yönetmeliklerdeki belirsizliklerin ve tanımsızlıkların zaman yitirmeden giderilmesi ve farklı sektörlerin katılımcılık anlayışı çerçevesinde işbirliği içinde çalışması çözümün önemli parçalarıdır,” dedi. WWF-Türkiye Çevre Koruma Direktörü Dr Sedat Kalem “Her tehdit yeni fırsatlar doğurur. Bugüne kadar alıştığımız yüksek karbonlu yaşamı düşük karbonlu yaşama dönüştürmek yeni iş fırsatları ve yeni yatırımlar anlamına gelmektedir,” dedi.