Tenisteki ‘İzmir Cup’ mücadelesinde Marsel İlhan ikinci oldu. Anladığım kadarı ile bu turnuvayı İzmir Büyükşehir Belediyesi desteklememiş. Kapanış töreninde GSGM Genel Müdürü, Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı, GSİM Müdürü ve bazı sponsorları görünce duruma şaşırmadım.
Sporu kullanıp spor dışı davranmak buna denir. Ülkenin en önemli tenis kurumu olan federasyon İzmir’e, İstanbul Cup’tan sonra bir onur veriyor ama ne havalimanında ne de şehirde, hiçbir yerde bu turnuvadan ne haber var ne de afiş var… İnanılır gibi değil… Hoş, Expo kaybedildikten sonra gardları düşmüş olabilir ama bu tür mücadelelerin sürekli ve uzun soluklu olması gerekmez mi?
İstanbul, İstanbul Cup ve ardından WTA bile düzenledikten sonra Türk insanına tenisi daha çok sevdirmeyi başarmış bir kentimiz. Geçen süre içerisinde 3 adet federasyon başkanı tanımış olsak da işin devamlılığını görüyoruz. Uğraşanlarını tebrik etmek istiyoruz.
İzmir’deki turnuvanın en büyük destekçisi Türk Telekom olunca slogan kaçınılmaz olarak bizim başlığımızda yer alan cümle oldu: “Burada raketler Konuşur!” Kim karar verdi ya da yarattı ise bunu da ayrıca tebrik etmek gereklidir. Bu desteğinden dolayı kendi kendime söz verdim, evden yapacağım her görüşmeyi ev telefonumdan yapacağım. Siz de öyle yapın. Kim spora destek veriyorsa biz de onun ürünlerini ve hizmetlerini kullanalım. Artık seçici olma zamanımız geldi…
Buradan Kocaeli’deki Uluslararası Dağ Bisikleti Kupası yarışmasına (MTB Cup) gelmek istiyorum. Bunun patronu muhtemelen Türkiye Bisiklet Federasyonu… Buradaki temsilcisi ise GSİM… Şimdi o kadar garip bir durumla karşılaştık ki, bunu paylaşmak istiyorum: Bir kere bu organizasyonun afişi, toplantı ve kayıt günü ortaya çıkıyor. Neden? Toplantı yeri olarak BESYO seçiliyor, bu durum normal çünkü Kent Orman’a çok yakın ve bisikletçiler burada antrenman yapma şansı buluyorlar. Toplantı öncesi bu konuda BESYO ve GSİM arasında gerekli yazışmalar yapılmış durumda. Gerekli salon ve teknik desteklerle bu işin ön çalışması başarı ile tamamlanıyor.
Geldik yarışa… Havada nem fazla, çok hafif yağmur var ama bu yarış için oldukça uygun bir hava… Kupanın Hırvatistan’dan gelen Komiseri bir gün önce bizi ziyaret ediyor. Gerekli ince detayları bir şekilde konuşuyoruz. Daha da ilginç olanı, Macaristan’dan gelen sporcular doğrudan BESYO’ya geliyorlar. İkisi bayan ikisi erkek dört sporcu ve bir antrenör ile birlikte… Bir hafta önce de Manisa’da yarışmışlar, şimdi Kocaeli’ye geliyorlar. Bir sporcusunu sanki Pekin Olimpiyatları’ndan tanıyor gibiyim.
Parkur belirlenmiş, etrafı şeritlerle çevrilmiş ama orada iyi gitmeyen işler var gibiydi. Jandarma, her zamanki gibi erkenden görev yerine gelmiş ve gerekli güvenlik önlemlerini almıştı. Bir bölge, gıda ve sıvı destek alanı alarak ayarlanmış. Buraya gelen dağ bisikletçileri istedikleri takdirde gerekli desteği alıyorlar.
Yarış BESYO’nun üst düzey bir yetkilisi tarafından başlatıldı. Önceden bildirilmediği için hocamız start bölgesine koşarak gitmek zorunda kaldı. Yarışın başlamasından çok kısa bir süre önce İshakçılar bölgesine doğru ısınma amaçlı giden bir bayan bisikletçi yolda bulduğu iki küçük köpek yavrusunu yarış bölgesine getiriyor. Kent Orman’ın Kontesi bu işe bozuluyor. Neyse bunu da geçelim. Derken ambulans da gelince her şey tamam deniliyor.
Yarış yapılıyor. Bitiyor. Gazetecisiz, seyircisiz… LASSA oradaydı. Bu kadar çok reklam görünce ihtiyaç duyduğum otomobil lastiği için bu markaya mı gitmeliyim? Dağ Bisikleti, ilginç, hoş ve dayanıklılık… Hepimizin ihtiyacı olan heyecan… Hepsi bir arada idi… Teşekkürler çalışanlara…