Fotoğraf makinesi peşinde koşmanın pek çok keyifli anları olur. Güzel bir gün batımını belgelemek, gölde yansıma çekmek, masmavi bulutlar vs…
1989 yılından beri fotoğraf çekiyorum. Fotoğraf çekmekten de keyif alıyorum hala. Ama bu geyiğin fotoğrafını çekmek bana çok farklı bir keyif verdi. Bu fotoğraf çok mutlu etti beni.
Bu fotoğrafı 31 Ağustos günü Seben’de çektim. Akşamüzeri yolumun üzerine önce bir inek çıktı sandım. Daha sonra bu canlının geyik olduğunu anladım. İlk kez canlı bir geyik ile karşı karşıyaydım.
İlk iş olarak arabayı stop ettim. Aklımda hiç fotoğraf çekmek yoktu. Geyik yolun karşısına geçmiş öylece bakıyordu bana doğru. Sonra fotoğrafını çekmek istedim. Hava kararmaya yakın olduğu için makinenin asa değerini yükselttim. Peş peşe birkaç kare çektim ve geyik hala yerinde durup bana bakıyordu. Sonra usulca ama masumane kayboldu ormanın içinde.
Birkaç gün geyik görmenin mutluluğunu üzerimde taşıdım. Sonra bana mutluluk veren olayın ‘doğal yaşamın az da olsa hala var olduğunu’ anlamam oldu.
Yazı ve fotoğraf: İsmail Şahinbaş