Bisikletimin Üstünde, Yeniden

Kelebek garajdan çıktı, paslanmış zinciri yağlandı. Vites ayarlarını yaptık Bryan’la. Fren pabuçları değişti, kışlık frenler takıldı. Kaza geçirdiğim ve hurda haline gelen bisikletimden sadece pedallarımı aldım ve Kelebek’e taktım.

Pedal bile yamulmuştu, spd’sini parça parça ayırdık, düzelttik ve tekrar monte ettik.

Çelik kadrosunu sildim kelebekin özenle, okşayarak, üstünde titreyerek…

Avrupa’yı geçmiştik beraber, pedalladığımız ülkelerinin bayrakları çıkartma olarak duruyordu üzerinde. Her milimetrekaresi tanıdıktı eski dostumun. Siyah çelik ışıdı ellerimin altında. Bir seneden fazla olmuştu bisiklete binmeyeli. Kelebek hazırdı ama ya ben?

Tedirginlikle seleye oturdum ve korkarak pedalı çevirdim. Bisikletten değil, bisiklete binmeye korkmaktan korkuyordum en çok. İlk pedaldan sonra içimden kopup gelen sevinç o kadar güçlüydü ki haykırmamak için kendimi zor tuttum. Eve dönmek gibiydi bisiklete binmek. Gidonuna sevgi dolu bir şaplak attım Kelebek’in. ‘İşte yollardayız yine Kelebek. Her şeye rağmen, televizyon önünde bizi sahiplenip, düştüğümüzde yanımızda olmayanlara, düğünde içip içip önüne bakmadan araba kullananlara, kâbustan beter Kazak hastanelerine, aylarca yataktan kalkamadığım günlere inat, biz yine yollardayız.’

www.trekking.com.tr’nin bilgi notu: Gizem Altın Nance, bisikleTEMA Projesi kapsamında ‘küresel ısınmaya’ karşı bisikletin yaygınlaşması amacıyla İstanbul’dan Avustralya’ya gitmek üzere yola çıkmış, Kazakistan’da bir düğün konvoyunun çarpmasıyla ağır yaralanarak ambulansla Türkiye’ye getirilmişti.

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş