Beyşehir Gölü Mercek Altında

WWF – Türkiye ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Beyşehir Gölü’nün geçmişi, bugünü ve geleceğini değerlendiriyor.

Ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü ve alt havzasının sağladığı ekosistem işlev ve değerlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için 2010 yılından bu yana araştırmalar yürüten ODTÜ ile Konya Kapalı Havzası’nda su kaynaklarının etkin kullanımı için çalışan WWF – Türkiye, Beyşehir Gölü’nün sorunlarını ve çözüm önerilerini tartışmak üzere bir toplantı düzenledi. 13 Haziran 2012 tarihinde Beyşehir’de gerçekleştirilen toplantıya kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden yaklaşık 70 kişi katıldı.

WWF – Türkiye ve ODTÜ Biyoloji, İnşaat Mühendisliği, Şehir ve Bölge Planlama, Sosyoloji bölümlerinin işbirliği içerisinde yürütülen Beyşehir Gölü ve Havzası Ekosistem ve Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Kullanımının Araştırılması Projesi kapsamında Beyşehir Gölü ve Havzası’nın ekosistem işlevi, değerleri ve biyolojik çeşitliliğinin korunması ile ekonomik gelişme arasında dengeyi sağlayacak temel sürdürülebilirlik ilkelerinin belirlenmesi hedefleniyor.

Sahip olduğu biyolojik çeşitlilik değerleri ile uluslararası öneme sahip bir sulak alan olan Beyşehir Gölü, başta içme suyu, tarımsal sulama ve balıkçılık olmak üzere sağladığı hayati ekosistem hizmetleri ile ülkemiz ve Konya Kapalı Havzası için son derece önemli bir alandır. 750 km2’lik yüzey alanına sahip olan göl aynı zamanda, Kızıldağ ve Beyşehir Milli Park Alanı’nı barındırıyor. ODTÜ tarafından yürütülen Proje’nin koordinatörü ve Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meryem Beklioğlu Yerli “Ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nde 2010 yılından bu yana yürüttüğümüz araştırmalar bize şu temel sonuçları işaret ediyor: Gölün hidrolojisi; yağışlara ve su kullanımına çok hassas; diğer taraftan gölün ekolojik yapısı; tarımsal ve arıtılmamış evsel atık sularla taşınan azot ve fosfor yüklerinin fazlalığıyla ve istilacı balık aşılamalarının yarattığı etkilere kırılganlaşıyor. Ekolojik yapıda meydana gelen bu değişimler gölün sunduğu ekosistem hizmetlerini sınırlayarak havzadaki sosyoekonomik kırılganlığı artırıyor. Beyşehir Gölü Havzası’nda yapılacak her türlü planlama çalışmasında hidrolojik, ekolojik ve sosyoekonomik alanda yaşanan bu değişimler dikkate alınmalı” dedi.

WWF – Türkiye Doğa Koruma Müdürü Buket Bahar Dıvrak ise “Beyşehir Gölü gerek insan kullanımı gerekse biyolojik çeşitlilik bakımından ülkemizdeki en önemli sulak alanlarından bir tanesi ve aynı zamanda Konya Kapalı Havzası’ndaki başlıca tatlısu kaynağıdır. Ancak bu son derece hayati alan uzun süredir Göl havzasında yaşayanların da hayatını önemli düzeyde etkileyen tehdit ve sorunlarla karşı karşıya. Konya Kapalı Havzası’ndaki sürdürülebilir olmayan tarımsal sulama faaliyetleri ve gölden bu amaçla su çekimi; göldeki etçil-otçul balık dengesini bozacak şekilde yapılan müdahaleler sonucunda gölün doğal / ekolojik yapısının bozulması; evsel, tarımsal ve sanayi kaynaklı kirliliğin gölün su kalitesine olumsuz etkileri bu sorunların başında geliyor. Sorunların çözümü ve gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanabilir bir Beyşehir Gölü Havzası bırakmak için, havza bazında gölün korunması ve sürdürülebilir kullanım ilkelerinin benimsenmesi tüm tarafların ortak sorumluluğu olmalıdır” dedi.