Orhan Veli’nin ‘Beni bu güzel havalar mahvetti’ diye başlayıp ve biten pek çoğumuzun ezbere bildiği bir şiiri var. Orhan Veli, ‘Güzel Havalar’ şiirinde tuzdan, ekmekten ve aşktan bahsederken ‘yoldan çıkışını’ anlatıyor. Beni de sisli, dumanlı, boranlı, tipili, bol kar yağışlı havalar yoldan çıkarıyor…
Kış demek kar demek benim için. Çocukluğumda ne zaman havalar soğuyup kar düşmeye başlasa hemen etrafı bir anda doldurması beklerdim pencerenin önünde. Babaannem camın kenarında öylece durmama kızardı. Camın kenarında beklemeyeyim diye; “Öyle camın kenarında durma, kar yağışını izlersen kar yağmaz” derdi. Sebebini sorunca da “kar gündüz yağmaz, utanır” derdi. Bende kar utanmasın diye fazla bakmazdım pencereden.
Havada kar kokusu aldığımda aklıma ilk gelen yörelerden biridir Yenice. Kış boyu karlar altında kalan ormanları izlemek, çocukluğumda olduğu gibi, ahşap bir evin penceresinden karı utandırarak doyasıya bakmak için en iyi tercihlerden biridir Yenice. Ahşap bir Yenice evinin penceresinden bakıp da büyük usta Nazım Hikmet’in bir şiiri okumak için bile tercih sebebidir Yenice.
Lambayı yakma, bırak,
Sarı bir insan başı
Düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor karanlıklara.
Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.
Kar…
Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar…
Ve şehir kör bir insan gibi kaldı
Altında yağan karın.
Lambayı yakma, bırak!
Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
Dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor
Ve ben hatırlıyorum.
Kar yağdıkça karanlıklara ben de hatırladım çocukluk günlerimde sobanım başında edilen sohbetlerin güzelliğini. Yakacak lamba bile olamayan gecelerde, karın altında kalan coğrafyaların aydınlık olduğunu.
Karlar altında Yenice, Yenice’de kar, en az güz mevsimi kadar güzel ve sihirli.
Kar beyazdır, beyaz Yenice…
Yazı ve fotoğraflar: İsmail Şahinbaş
11.01.2016