Bir bebeğin boynundan öperken çekmektir içinize kokusunu. Şifa bulan hastanın gözlerindeki ışıltıdır. Bunaltan sıcaktan, serin sulara atlamanın coşkusudur. İşitmektir, sevdiklerimizin sesini çoook uzaklardan. Dilimin üstünde eriyen, vanilyalı dondurmanın eşsiz tadıdır…
Nazım’ın söylediği gibi ‘bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşcesine’ yaşamaktır…
Toprak ananın son sadık çocukları Yörüklerle, gönül gönüle olmaktır. Çoban köpekleriyle şakalaşmak, kargalarla sohbet etmektir. Yaylalarda koşmak özgürce…
Şarkılar, türküler söylemektir avaz avaz…
İnanılmazdır, ancak gerçektir bir o kadar…
Kekik kokularını çekerken içinize, ağlamaktır sevinçle…
Karışmaktır esen serin rüzgârlara,
Kanatlarla uçuşmak, kokulara karışmaktır,
Sınırsız gölgelerle yarışmaktır…
Pek azını fotoğraflara hapsetmek o anların,
Anlatılmaz…
Ve en güzeli yaşamaktır.
Kuşkusuz,
Hayal değil,
Bana göre gerçektir.
Adı; CENNETTİR…
Metin: Deniz Can, fotoğraf: İsmail Şahinbaş
29.07.2015