BANGKOK

Otelimizde kahvaltımızı yapıp, rehberimizle birlikte kanal turu için yola çıktık. Kanalı gezeceğimiz teknenin kalkacağı iskele civarında bulunan dükkânlarda kurutulmuş ve tuzlanmış balık satılıyor.

Hemen yanlarında da meşhur sokak lokantaları. Bir yandan kurutulmuş balıkların kokusu, diğer yandan sokak lokantalarında pişen yemeklerin kokusu. Bir an bu kokulardan öleceğimizi sandık. Kanalda işleyen tekneler dar, uzun ve oldukça süratli. Teknenin motoru uzun bir borunun ucuna bağlanmış. Aynı zamanda dümen vazifesi gören borunun diğer ucunda pervane var. Borunun içerisinden de egzost gazı geçiyor.

Bangkok’un kanal kıyısında bulu nan her mahallesinin bir iskelesi var. Semtin ekonomik durumuna göre iskelelerin bazıları çok süslü bazıları da dökülüyor. Kanal kıyısında ki evlerin çoğu tahta ve tenekelerden yapılmış barakalar gibi. Bu barakaların önünde bir veranda gibi çıkıntısı arkasında tek göz odası mevcut. Tabii verandaya asılı renk renk giysiler.

Teknemiz bir yerde yüksekçe bir rıhtıma yanaştı. Yukarıdan sepet içerisinde jelâtine sarılmış ekmekler indirildi. Ben de hemen bir tanesini açıp yemeğe hazırlanırken. Rehberimiz müdahale etti. Meğer o ekmekler balıklar içinmiş. Küçük küçük koparıp suya atınca Urfa’da ki Balıklı Göl gibi onlarca balık ekmeklere hücum etti.

Kanal turumuzu sonlandırıp, tura başladığımız iskeleye döndük. Nefes almadan kısa bir koşu ile kokulardan sıyrılarak minibüsümüze kendimizi zor attık. Şimdi şırada Altın Budha ve Uyuyan Budha mabetleri var. Her iki Budha’nın mabedi yan yana büyük bir alan içerisinde. Şansımıza Altın Budha Tapınağı kapalıydı gezemedik. Ancak 5,5 ton ağırlığında som altından olduğunu öğrendik. Uyuyan Budha ise uzanarak yatan uzun bir heykel. Mabede girerken ayakkabılarınızı çıkartmanız gerekiyor ve heykelin çevresini dolaştıktan sonra girdiğiniz kapının hemen yanında bulunan çıkış kapısından çıkıyorsunuz. Uyuyan Budha, salı günü öldüğünden salı günü uyuyan Budha’yı simgeler. Haftanın diğer günleri içinde birer Budha mevcut. Ancak, çarşamba gününün Budha’sı sabah ve akşam olarak iki adet. Budizm’e göre haftanın her gününün ayrı bir rengi vardır. Pazartesi gününün rengi sarıdır. Kral da pazartesi günü doğmuş olduğundan kral yanlıları pazartesi günleri sarı renk giysiler giyerler. Tayland bayrağının asılı olduğu yerlerin yanında kral için de sarı renkli bayrak asılır.

Yolsuzlukları nedeniyle önce İngiltere’ye oradan da Dubai’ye kaçan eski Başbakan Sinawatra yanlıları ise Tayland bayrağını yanına kırmızı renkli bayrak asıp, pazartesi günleri de kırmızı renkli giysiler giyerlermiş. Bu renklerle yapılan siyasi mücadele zaman zaman sert tartışmalara neden olduğundan kral tarafından yasaklanmış.

Şimdi sırada dünyaca ünlü Tai masajı var. Şehir merkezinde 5–6 katlı bir masaj salonuna geldik. Giriş katında bizi geniş bir salona aldılar ve bir görevli ayakkabılarımızı çıkartarak elindeki sepete doldurdu. Daha sonra terliklerimizi verip, asansörle üst katlardaki masaj odalarına çıkarttılar. Burada pijamaya benzer pamuklu giysiler giymemiz istendi. İnce yer yatağına uzanarak ağızların doktor maskeleriyle masözlerimiz geldi. Burada yapılan buddy masaj yaklaşık bir saat sürdü. Masözler, yaklaşık 2 yıl boyunca manastırlarda eğitimden geçtikten sonra masaj yapabilme iznini alabiliyorlarmış.

Metin ve fotoğraflar: Kaptan Levent Karataş / Tayland Günlüğü -2

04.10.2009