İşte, ilk ve en büyük adımımı attım. Köprüden adaya geçip, kavuştum hayallerime. Ağaçlar altında bir kahvehanede oturdum. İki çay söyledim, ikisi de tek şekerli. Oysa ben yalnızım.
Her zamanki şakacılığım, kolay iletişim kurabilmenin verdiği rahatlık vardı üzerimde (Yıllarca çok ağaçtan düştüm. Düştükçe öğrendim, sıçramayı). Ardından gözlemeci ablaların içtenlikleri, misafirperverlikleri ile karşılaştım. Ve leylekler… Baharın müjdecisi leylekler…
Baharın müjdecisi, gölün ve burada kurulu bulunan tarihi kentin gerçek sahibi olan leylekler yine tam zamanında gelmişlerdi.
Bir yanımda gölde balık avlayan, yuva kurma telaşı içerisinde olan ve gürültü çıkaran leylekler, diğer yanda; göle balığa çıkanlar, balık ağlarını onaranlar.
Ve bir yanda da ben, çok daha başka bir telaşta…
Yazı ve fotoğraf: İsmail Şahinbaş