AHTAMAR ADASI’NDA BADEM ÇİÇEKLERİ ZAMANI

2000 yılı ile 2005 yılı arasında Van Gölü Havzası’nda önce kendi hayallerimin, daha sonra bir kırsal kalkınma projesinin kapsamında çalışma imkânım oldu. Meslek hayatımın en güzel günlerini bu havzada geçirdim diyebilirim.

Van, Bitlis ve Hakkâri de yapmış olduğum çalışmaları 4 kitap (Vanderya, Van Gölü Havzası Gezi Rehberi, Van Gölü, Ahtamar Gezi Rehberi), 5 belgesel film (Digiturk İztv) ile tamamladım. Bu havza yaşamak için en ideal yörelerimizden. Nemrut Dağı’nda doğan güneşi izlemek, Van’dan batan güneşe bakmak, İnci kefallerinin peşinde koşmak, karlı dağlarda yürümek ve çok farklı insanlarla birlikte olmak elbet ilgi çekici. Van Gölü’nün turkuaz mavisinin büyüleyiciliğinin yanında çok eski zamanların insan birikimlerini de görmek müthişti.

Büyük Zap Vadisi’nde yolculuk yapmak çok farklı duygular yaşattı. Vadi içerisinde Gençler Köprüsü’nü görünce anladım bu ülkenin asla devrilemeyeceğini. Yüksekova ve Şemdinli’de büyüleyici yerler. Özellikle Şemdinli’de Ters lalenin izini sürmek çok keyifliydi…

Nemrut Krater Gölü, Süphan Dağı ve Ahlat da çok ilgi çekici yerler, yöreler. Hizan üzerinden Bahçesaray’a ulaşmak, en az Vari Krapet Geçidi’nden (Türkiye’nin en yüksekten geçen karayolu) yapılan yolculuk kadar etkileyici. Pek tabii ki Agirof Dağı’nı yürüyerek geçmek de çok başka gurur verici bir durum. Oğlum Deniz’in ilk çıkıp düşen dişini, bu dağın doruğuna gömmüş olmam, bu havzayı çok sevdiğime bir işaret olsa gerek.

6 yıl süren çalışmalarım sonucunda, bu havzanın doğal değerlerinin en güzel zaman ve anlarının haritasını çıkardım. Bu havzanın her tarafını dört mevsim gezme imkânım oldu. Örneğim Nisan ayının sonlarına doğru Ahtamar Adası gelin gibi süslenir. Ama benim aklıma ne zaman Ahtamar gelirse, sevgili büyüğüm Recep Avcı’nın zamansız bu dünyadan ayrılışı gelir ve üzülürüm. Bu havzayı güzel kılan insandı Recep Avcı. Öldükten sonra bir daha gitmedim, gidemedim adaya. Yayıncılığını yapmış ve fotoğraflarını çekmiş olduğum, sevgili dostum Sinan Kılıç’ın yazmış olduğu Ahtamar Gezi Rehberi’ni Recep Avcı’nın isteği üzerine yayımlamıştık (Ahtamar Gezi Rehberi, Anabasis Yayınları, 978-605-5908-02-7).

Ahtamar Adası’nın yıl içerisinde tüm hallerini görme şansım oldu. Bu ada bence en çok bahar aylarında, özellikle Nisan ayının 15’inden sonra büyüleyici oluyor. Gölün mavi suları, adada açan çiçekler, kaplumbağalar, martılar ve koşuşturan tavşanlar ile bugünlerde adada şenlik var. Badem çiçekleri ile süslenen adaya, Artos Dağı’nın karlı dorukları eşlik ediyor. Önde badem çiçekleri süsü, arka ilk planda bir kültür mirası, sağ, sol ve arka da Van Gölü ve en arka planda görüntüyü tamamlayan karlı dorukları ile Artos Dağı. Daha ne olsun…

Ahtamar Kutsal Haç Kilisesi

Ahtamar Adası, Van’ın Gevaş İlçesi sınırlarında kıyıya yakın konumda bulunmaktadır. Ada, göl içerisinde bulunan dört adanın (Ahtamar, Adır, Çarpanak ve Kuş Adası) en büyüğü ve dinsel açıdan en önemlisi konumundadır. Adanın güneydoğusuna kurulmuş olan kilise, Kutsal Haç adına Vaspurakan Hanedanlığı’nın kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel’e yaptırılmıştır. Kilise zaman içerisinde ilavelerle büyümüştür. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde; batısındaki jamatun 1763 tarihinde; güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Ahtamar Kilisesi 2007 yılında geçirmiş olduğu yenileme sonucunda anıt müze olarak hizmete girmiştir. Kilisesinin her tarafında İncil ve Tevrat’tan alınmış çeşitli sahneler bulunmaktadır. Bu figürlerden en ilginç olanı Abbasi Halifesi Muktedir başı haleli, bağdaş kurmuş vaziyette bir elinde kadeh, diğer elinde üzüm tutar vaziyette, tasvir edilmiş olanıdır. Yunus Peygamber’in denize atılması, Hz. Meryem ve kucağında İsa, Âdem ile Havva’nın Cennet’ten kovulması, Hz. Davut ile Kral Goliat’ın mücadelesi, Samson Filistinli ikilisi, ateşte üç İbrani genci, Aslan ininde Daniel sahneleri bunların başlıcalarıdır. Kilisesin dört yöndeki alınlıklarda İncil yazarları boydan tasvir edilmiş olup, batıda kalan cephede Kral Gagik’i kilise maketini sunarken gösteren bir sahne yer almaktadır.

Metin ve fotoğraflar: İsmail Şahinbaş

18.04.2016