Gençlik Nerede?

Nerede olacak? Dershanelerde… Bugün okul devamı konusunda bir araştırma yapılmış olsa sonuçların felaket derecesinde olacağı açık bir şekilde ortaya çıkar. Ama dershanelere baktığımızda durum tam tersidir. Çünkü oralara yapılan devam neredeyse tamdır.

Klasik veya diğer liseler olsun durum çok farklı değildir. Her öğrencinin kendisinde ve ailesinde onun gelecek endişesi taşıması çok doğaldır. Çok yönlü kültürel ve temel eğitim almak yerine, kolayca nasıl test çözerim ve üniversiteye nasıl kapak atarım düşüncesi neredeyse toplumumuzun her tarafını sarmış durumdadır.

Bir şekilde üniversite yaşamına başlamış gençlerimiz bu defa düşünülenin aksine yüksek bir performans göstermeyi ellerinin tersi ile itmektedirler. Hızlı açılmış, öğretim üyesi yok denecek kadar az, deneyim ve laboratuar koşulları yetersiz yüksek okul ve fakültelerde yetişen gençlerimiz bu defa başka bir sorunla karşılaşmaktadırlar: İşsizlik… Devlette giderek azalan iş bulma olanakları yanında özel sektör son derece seçici davranmakta, iyi eğitim almış mezunları çok yönlü testlerden geçirerek iş yaşamına katmaktadır.

Erkek gençler bakımından üniversite bir müddet askerlikten uzak kalmayı getirmektedir. Terör etkisini görmezden gelemeyiz. Bu bizim gerçeğimiz. Birçok genç askerlik nedeni ile yükseköğrenimi istemektedir. Oysa bu ülkenin teknik açıdan yetişmiş yüz binlerce insana ihtiyacı vardır. Bir sanat ya da meslek eğitimi almak klasik eğitimler yanında son derecede önemli sayılmalıdır.

Yükseköğrenim gençliği de birçok sorunla boğuşmaktadır. Yurt, burs, spor ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasında inanılmaz problemlerle mücadele etmektedirler. Aileler eğer maddi durumları iyi değilse gençlerini farklı amaçlı gruplara kaptırmaktadırlar. Bu bizim gerçeğimizdir. Bilinçli yetişen gençlerimiz bu gibi fena niyetli ve farklı amaç içeren gruplarda yer almayı reddetmektedirler. Burada devletimize düşen görev her gencimizin özgür iradeleri ile yaşantılarını sürdürebilme serbestliğinin verilebilmesini sağlayacak önlemleri almasıdır.

Bunları yazar ve konuşurken benzer sorunlarla diğer ülkelerin de boğuştuğunu biliyoruz. Bizim her şeye karşın daha iyi eğitimli, kültürel donanımlı, çağdaş ve eleştiri toleranslı insanları yetiştirme projelerine ihtiyaç duyduğumuz açıktır. Eğitim bölgesel, teknik ve perspektif içerikler taşımalıdır. Yüz sene sonrasını planlamak zorundayız. Bundan 20 sene kadar önce bilgi önemlidir dediğimizde herkes gülüp geçmişti. Oysa şimdi bilginin her türlüsü son derecede önemli işler yaratmaktadır.

Bu kadar sıkıcı bir konudan sonra spora girmek zorundayız. Gençlerimiz spor açlığı içerisinde bulunuyorlar. Birkaç gündür bulunduğum Erzurum’da da bu tabloyu gördüm. Artık ne yaparız nasıl yaparız bilmem ama her yaştaki gencimize çeşitli spor yapma ve bunu bir alışkanlık şeklinde sürdürmesini sağlayacak yeni önlemleri uygulamaya koymalıyız. Bunu yaparken spor federasyonları da sokaktaki tek bir genci bile pas geçmeden çeşitli yetenek arama faaliyetlerini başlatmalıdır.

Bu yazı Palandöken eteklerinde yazılmıştır. Neredeyse 3 bin metreye yakınız. Bazen, insanlar yer değiştirince farklı konulara dalabiliyor. Bunu ona yorun! Gençlik elimizden kayıp gitmek üzeredir. Onları yaşama bağlayabilme tutkalı spordur, harekettir. Bunu bilelim, gerisi gelir…